• Mart 30, 2021

    Yönetmen: Yuichiro Hayashi
    Stüdyo: Mappa
    Tür: Aksiyon, Fantastik, Dram
    Yapım Yılı: 2020
    Bölüm Sayısı: 16
    Anime Puanı: 10/7


    2013 yılından beri aramızda olan ve gelmiş geçmiş en iyi animeler arasında gösterilen Shingeki no Kyojin, namı diğer Attack on Titan’ın final sezonuna geldik. Final sezonunun incelemesine geçmeden önce, eğer seriye başlamadıysanız (büyük kayıp) spoiler olacağından yazıdan ayrılmanızı tavsiye ederim. Hafızanızı tazelemek yahut diğer sezonların incelemesini okumak isterseniz; ilk sezona buradan, ikinci sezona buradan ve üçüncü sezonun ilk kısmına buradan, ikinci kısmına da buradan ulaşabilirsiniz. Evet, bir sürü buradan kelimesi oldu:) Fazla uzatmadan, her zamanki gibi yazıyı da fazla uzatmadan değineceklerime bir değineyim.

    Öncelikle verdiğim puan dikkatinizi çekmiş olabilir. Düşük bir puan olmasa da şu ana kadar verdiğim en düşük puanın dokuz olduğunu varsayarsak yedi vermiş olmam dikkatinizi çekmiş olabilir. Bana katılmayanlarınız da eminim olacaktır ama bunun en büyük sebebi; birincisi titanların büyük gizemi çözüldüğünden kalmayan merak ve ikinci olarak da senaryonun gidişatı ve karakter gelişimini sayabilirim. Bunlara birazdan değineceğim. Seride nerede kaldığımızı hatırlamayanlar olabilir. Eren ve ahalisi nihayet Eren’lerin meşhur bodrum katına ulaşmış, dünyanın gizemini çözmüş ve son bölümde de denizi keşfederek bizden ayrılmışlardı. Neydi büyük gizem? Bizimkilerin ırkı olan Eldia’lar vaktiyle şeytanla güya anlaşma yapmış ve Titan gücünü kazanarak başta Marley halkı olmak üzere dünyaya boyun eğdirmiştir. Lakin dengeler değişmiş, Marley, Eldia’ları alt etmiş ve Eldia kralı halkının büyük bir kısmını alarak Eren’lerin yaşadığı ada olan Paradis Adası’na yerleşmiş, halkın hafızası silinmiş ve dünyayı titanlar basmış – tek kalan insanlık biziz yalanını halkın zihnine yerleştirmiştir. Geride kalan Eldia’lı halk ise adeta pislik muamelesi görmekte ve bir dönem Yahudilerin de giymeye mecbur bırakıldıkları gibi kol bantları ile gezmektedirler. 
     

    Dediğim gibi Eren ve ekibi denizi keşfetmiş ve öte dünya ile yüzleşmeye hazırdır. Bizler Eren’i yahut Levi’yi görmeyi umarken iki yeni karakter ile tanışırız: Falco ve Gabi. Ortada bir savaş vardır ve Marley için savaşan Eldia askerleridir bu ikili. E, hani Eldia’lar pislikti? Evet pislik ama titan gücünü sadece onlar kullanabilmektedir ve güya kendilerini Eldia’lı şeytanlar olmadıklarını kanıtlayarak hem kendilerini hem ailelerini güvenceye alacaklardır. Yersen! Neyse, ilk iki – üç bölüm Marley’in gözünden görmekteyiz ve Reiner ile nihayet dört gözle beklediğimiz Eren karşılaşınca olayların fitili ateşlenir. Amma velakin saçmalar her tarafa dağıldığından ortaya karmaşık bir hikaye örgüsü çıkıverir.

    Yukarıdaki paragrafımda kısaca değindiğim hikayenin başlangıcı ve işler giderek daha bir karışık hal almaya başlıyor çünkü sürekli zamanda geriye gidiyoruz, olmuş bir olay neden olmuş sonradan öğreniyoruz, ordu içinde çekişmeler, ihanetler ve karman-çorman titan olgusu (kurucu titan için kraliyet kanı lazım da ben üvey titan anneme dokundum kontrol ettim de, Historia’nın bebesi de, herkesin her yerde ikili – üçlü çalışması) derken son bölümleri maalesef sadece bitse de kurtulsak gözü ile izledim. Yani o eski heyecandan eser yoktu. Tamam, kaliteli sahneler, heyecanın dorukta olduğu birkaç sahne var ama gidişatı da ucu ucuna kurtarıyorlar. 



    Bir de hiç beğenmediğim, bizim tanıdığımızdan çok farklı karakterler var ortada. Öncelikle Levi’yi bir kenara ayırayım. Levi hala Levi, Levi adamdır. Öncelikle Eren. Benim tanıdığım Eren tez canlı, cesur ve arkadaşları için her şeyi yapmaya hazır birisiydi. Şimdi ise melankolik, böyle bir artistlik havası veren, itici bir tip olmuş. Tamam, belki işin altında bir iş vardır ama bu itici ve suratına iki tane geçirme hissimi değiştirmiyor. Gelelim Armin’e. Biz koskoca Erwin’i feda ettik Armin’i kurtarmak için. Neden? Kıvrak zekası ve plan yapma becerisi sayesinde. Bu sezonda bunları gördük mü? Hayır. Armin ağladı ağlayacak, vasıfsız eleman gibi geziniyor ortalarda. Tek işe yaradığı zamanlar dev titana dönüştüğü zamanlar. Ve Mikasa. Saçlarını iyice kısaltıp erkeğe dönüşmüş olabilir ama bizim sert, Eren’i her daim koruyan ve gerektiğinde sesini çıkaran Mikasa’dan eser yok. Yani neredeyse miyavlayacak. Arkadaşlar size ne oldu diye bağırmak geliyor içimden. Üçüncü sezondan bu yana aradan birkaç yıl geçmiş olabilir ama bu denli bir değişim ağır olmadı mı?

    Shingeki no Kyojin’in bir önceki sezonlardan en büyük farkı yapımcı stüdyonun değişmiş olması. Wit Studio yerine Mappa’ya bırakmış durumda ve gayet başarılı bir iş çıkardıklarını söyleyebilirim. Zaten Mappa, anime dünyasında kendisini kanıtlamış bir stüdyodur. Dororo, Inuyashiki veya Sakamichi no Apollon gibi animelerin kalitesi zaten ortada. Tek dikkatimi çeken yüzlerdeki, özellikle göz çevrelerindeki çizgiler oldu. Gölge desen değil, kırışıklık desen değil. Böyle bir garip hava katılmak istenmiş. Başarılı olunmuş mu evet ama gereğinden fazla dikkat çekiyor. Seslendirmelere zaten diyecek bir sözüm yok. Herkes işini layığı ile yapmış. Yalnız dördüncü sezonun açılış parçası dinlediğim en berbat Shingeki no Kyojin açılışı oldu. Zaten kafadan yarım puan buna kırdım:)

    Shingeki no Kyojin için herkes gibi benim de beklentilerim en tepedeydi. Birçok insan izlediğinden mutlu da oldu ama benim için son bölümleri bitse de gitsek havasında izlemek biraz yürek burkucu oldu. Sonuçta Titan’dan bahsediyoruz. Yine de ümidimi kaybetmiş değilim çünkü devamı gelecek arkadaşlar. Evet, tıpkı üçüncü sezon gibi final sezonu da yarıda sona erdi. Dolayısıyla final sezonunun ilk kısmı demek daha doğru olur. Bu yüzden düşüncem, final sezonun son kısmı kendisini fazlası ile telafi ettirecektir ve incelerken tam puanı da kapacaktır. Nitekim bunun için 2022 kışına kadar beklememiz gerekecek. 
     

    { 2 comments bulunmakta.Yorum yapın }

    1. Gayet keyifli bir inceleme olmus. Tesekkurler :)

      YanıtlaSil
    2. Biraz daha genişleteyim açıklamanı:Shouunen olarak başlamışken tamamıyla tarihi ve yavaş akışı olan bir animeye dönüşmüştür ki bu durum beni çok rahatsız etti. Daha başlangıçta fesli askerlerle savaşan bir devleti görmemiz için 1 bölüm gitmiştir ki gerçekten lüzumsuz bir detay olmuştur. Birkaç defa durup gerçekten aynı anime mi bu dedim zira animelikten çıkıp açıkça belgesel olmuştur. İzlerken o denli sıkıldım ki hep şu soruyu sordum:Bu adamdan bana ne bu çocuktan bana ne niye uzun uzun anlatıyorsunuz biz Ereni Leviyi görmeye geldik bilmem hangi adanın vatandaşı bilmem nerenin subayı yav bize ne bu gereksiz detaylardan. Toplamda bölümde doğru düzgün dövüş görebildiğimiz harbiden sıkıcı bir yapım olmuştur. Final 2.partı sadece hadi bitsin diye izleriz ki o da 2022 de unuturuz muhtemelen. ÖZET: Beklentileri karşılayamamak bir sorundur ama mahvetmişler ortada anime kalmamış nasıl toplarlar artık bilemiyorum. Okuduğunuz için teşekkürler umarım yararlı bulursunuz.

      YanıtlaSil

  • Copyright © 2013 - Nisekoi - All Right Reserved

    ANİME İNCELEMELERİ SAYFASI Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan