Beasters İncelemesi

Yönetmen: Shin'ichi Matsumi
Stüdyo: Orange
Tür: Dram, Fantastik
Yapım Yılı: 2019 – 2021 - 2024
Bölüm Sayısı: 12 + 12 + 12
Anime Puanı: 10/6


Başlangıçta farklı tarzından dolayı pür dikkat izlemeye başlamıştım animeyi. Fabıl dünyasında geçen, hayvanların başrol olduğu bir anime olmasına rağmen şaşırtıcı derecede karanlık ve psikolojik derinliği olan Beastars, ilk sezonuyla beni bir güzel yakalamasını başarmıştıı. Her bölümde, acaba şimdi ne olacak derken bölümler ilerledikçe maalesef ilgim dağılmaya başladı. Seri finaline yaklaştıkça heyecanım tıpkı bir kış güneşi gibi yavaşça soldu. Son bölümlerde artık sadece “Hadi bitsin de kurtulayım” duygusuyla izlediğimi fark ettim. Üzücü ama dürüst olmakta fayda var.

Hikayemiz, etobur ve otobur hayvanların bir arada yaşadığı medeni bir toplumda geçiyor. Ancak bu medeniyetin parlak cilasının altında vahşi içgüdüler, bastırılmış arzular ve bolca entrika kaynıyor. Okulda yaşanan gizemli bir cinayetle perde açılıyor ve işte bu noktada Legoshi adlı içe dönük, depresif ama şaşırtıcı derecede derinlikli bir kurtla tanışıyoruz. Başlarda klasik “utangaç dev” havasında olsa da zamanla karakterinde ciddi kırılmalar yaşanıyor. Haruka adındaki minik bir tavşanla olan ilişkisi… Aslında ilişki demeyelim, çünkü ne tam anlamıyla romantik bir ilişki ne de klasik bir arkadaşlık. Daha çok içgüdüsel bir karmaşa, bir çekim ama aynı zamanda yok etme dürtüsü. Onlara ek olarak Louie adında gururlu, mükemmeliyetçi bir geyik var ki bazen ondan nefret mi edelim yoksa sevelim mi bilemedim. İşte bu üçlü, hikayenin bel kemiğini oluşturmakta. 
 

Fabıl tarzı bu evrende, toplum kuralları sıkı; etoburlar, et yememeye zorlanıyor. Market raflarında “sentetik et” satılıyor, bazı mahalleler ise tam bir kan pazarı. Bu düzenin iç yüzü ise tahmin edeceğinizden çok daha karanlık. Polis kontrolü, mafyavari yapılar, sokak suçları… İlk başta okul ortamında geçen olaylar bana ilgi çekici gelse de, bir süre sonra aynı mekanlar, aynı yüzler ve aynı bunalımlar sarmaya başladı. Neyse ki bir noktadan sonra olaylar okul duvarlarını aşıp sokaklara taştı da biraz nefes aldım ama dediğim gibi, o ilk baştaki heyecan maalesef yerini sırf tamamlama inadıyla izlemeye bıraktı.

Animenin çizim tarzı gerçekten özgün. 3D CGI kullanımı ilk etapta biraz göz tırmalasa da alışınca karakterlerin keskin hatları, özellikle aksiyon sahnelerinde dökülen kanlar ve yansıtılan şiddet gayet etkileyici. Sert olabildiğinde sert, ama gerektiğinde de yumuşak geçişlerle ruh halini iyi yansıtıyor. Müzikler de oldukça dengeliydi. Açılış ve kapanış parçaları kulakta çınlamıyor belki ama asla “geç geç geç” dedirtecek kadar da kötü değildi. Kimi anlarda fonda çalan melodiler, gerilimi ya da hüznü güzel taşıyordu. 
 

Şu an elimizde kalan 12 bölüm ve final sezonu. Dürüst olayım, çıksa da koşup ilk gün izler miyim? Muhtemelen hayır. Heyecanla geri sayım yapacağım bir final değil bu. Gelgelelim öyle bir an olur ki, yeni bir animeye başlamak içimden gelmez, ya da liste boşalırsa, işte o zaman final sezonuna bir şans verebilirim. En azından buraya kadar izledikten sonra yarım bırakmak istemem. Kısacası Beastars, güzel başladı ama benim gözümde yolunu kaybetti. Üzerine düşünülmüş bir evreni, derin karakter çatışmaları ve etkileyici atmosferiyle kendine has bir yer edindi ama temposunu koruyamayan hikâyesi ve zaman zaman gereksiz uzayan bölümleriyle bende kalıcı bir iz bırakmayı başaramadı.
 

Yorumlar

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *