• Ağustos 06, 2009

    Yönetmen: Tomohiro Hirata
    Tür: Vampir, Bilimkurgu, Dram
    Yapım Yılı: 2005
    Bölüm Sayısı: 24
    Anime Puanı: 10/6.5



    Trinity Blood’ta konu uzak gelecekte geçmektedir. Dünya üzerinde devletler arasında büyük savaşlar yaşanmış ve nükleer bombalar nedeniyle bu savaşa kıyamet denilmiştir. Nitekim kıyametten sonra dünya üzerindeki çoğu medeniyet yok olmuştur. Trinity Blood, bu kıyametten 500 yıl sonrasını ele almaktadır. Artık askeri bir güç haline gelen Katolik Kilisesi yani Vatikan, dünya üzerinde kalan insanları kendilerine “Methusalae” diyen vampir ırkından korumayı görev bilmiştir. Lakin Methusalae’ler yani vampirler, Vatikan’dan sonra dünya üzerinde en büyük ikinci politik güçtür ve başkentleri Byzanz’tır. (Şimdiki İstanbul) Yani Trinity Blood’ta İstanbul’u, Yeniçeri askerlerini ve hatta Kont Süleyman’ı görürseniz şaşırmayın. Vampirler Byzanz çevresine kurdukları güneşten koruyucu UV ağı sayesinde güneşten de çok rahat korunabiliyor, gündüzleri gezebiliyorlar. Vatikan ve Byzanz birbirlerini yok etmek için amansız bir savaş içerisine girmişlerdir.

    Vampirler kıyametten sonra ortaya nasıl çıktı derseniz şöyle anlatayım; vampirlerde aslında bilinmeyen bir virüse maruz kalmış normal insanlardı. Bu virüs, insanın ömrünü uzatması ve insanüstü güçler vermesine karşın kan isteği uyandırıyor. Ayrıca deriyi hassaslaştırdığı için güneş onlar için çok tehlikeli. Kısacası methusalae’ler bizim bildiğimiz vampirlerden farklılar. Onlarda aslında normal insan gibi yemek yiyip içebiliyorlar.

    Serinin kahramanın adı Vatikan’a bağlı Ax takımının bir üyesi olan Abel Nightroad. Ax aslında insanların ve vampirlerin bir arada yaşayabileceğini savunuyor ve Papa’nın ablası Kardinal Catherina Sforza tarafından yönetiliyor. Abel’e geri dönecek olursak; dediğim gibi kendisi serinin başkarakteri ve komikliği ile beraber biraz dikkatsiz, dalgın birisi. Fakat Abel’in büyük bir yeteneği vardır. O bir gizli projenin ürünü olan Krsink’tir. Krsink’ler de tıpkı vampirler gibi insanüstü güçlere (hatta daha fazla) sahiptir ve çok uzun yıllar yaşayabilmektedirler. Tek farkları Krsink’ler güneşten zarar görmüyordur ve duydukları kan ihtiyaçlarını sadece vampir kanı giderebiliyordur. Bu Krsink’lerden Abel dışında üç tane daha (serinin ilerleyen bölümlerinde çıkıyor) vardır. Abel dışında serinin kahramanları ana karakterleri kısaca şöyle; Rahibe Esther, Ax üyesi savaş androidi ve Gunslinger lakaplı Tres, holografik teknoloji ürünü ve Iron Maiden adlı Ax savaş gemisi kaptanı Kate, müthiş kılıç yeteneği ve Sword Dancer lakabı ile Hugue, Ax üyesi ve Kardinal Sforza’nın özel koruması Vaclav, Ax’ın beyni Profesör William, Askeri eğitime sahip Leon’dur.

    Trinity Blood, ilginç senaryosuna karşın atmosferi beni pek fazla etkileyemedi. Yani sonuna kadar izledim ama diğer serilerde o bitince hissettiğim burukluğu Trinity Blood’a hissetmedim. Kısacası görsel ve işitsel olarak zengin içeriye sahip olan seri, insanı maalesef pek etkileyemiyor.


    { 1 comments bulunmakta. Yorum ekleyin }

    1. Tarih eğitimim dolayısıyla üniversitede bitirme tezimle boğuşurken yaptığım görsel aramada animden bir görüntü olarak Galata Kulesi karşıma çıkınca merakla bu serinin peşine düşmüştüm. Daha kaliteli bir konu örgüsüyle bu görsellik bütünleşebilseydi ortaya gerçekten harika bir anime çıkabilirdi. Ama geriye dönüp bakınca hiç iz kalmamış, konuya dair pek birşey anımsamıyorum. Özellikle Abel Nightroad karakterinin sakar ve sefil hallerini katlanılmaz bulmuştum. Çoğu animedeki çocuksu kadın karakter esintisi burada da eksik olmamış.Tarihimize dair yer verilen öğeler olmasa seriyi bitirebileceğimi de sanmıyorum. Harcanmış bir diğer seri işte ne yazıkki.

      YanıtlaSil

  • Copyright © 2013 - Nisekoi - All Right Reserved

    ANİME İNCELEMELERİ SAYFASI Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan