• Ocak 02, 2016

    Yönetmen: Shingo Natsume
    Stüdyo: Madhouse
    Tür: Aksiyon, Komedi
    Yapım Yılı: 2015
    Bölüm Sayısı: 12
    Anime Puanı: 10/9


    Akranlarından biraz farklı olarak önce internet üzerinden yayılan ve çok tutunca bildiğimiz manga şeklinde yeniden uyarlanan One Punch Man’ın kahramanının adı Saitama. Kendisi garip yaratıkların, çılgın bilim adamlarının ve uzaylarının var olduğu bir evrende, şehir isimleri A’dan Z’ye kadar alfabetik olan kurgusal bir Japonya’da yaşayan sıradan görünümlü ama hiç de sıradan olmayan birisidir. Saitama’nın yaşadığı bu değişik evrende ayrıca süper kahramanlar ve bağlı oldukları Kahramanlar Derneği de bulunmaktadır. Dernekte çeşitli çapta ve yetenekte kahramanlar vardır ve her birinin gücü farklılık göstermektedir. Anlattığım bu garip dünyada Saitama ise daha da garip durmaktadır çünkü kendisinin şöyle bir özelliği vardır; aşırı güçlü olduğu için rakiplerinin işini tek yumrukta bitirebilmektedir. Karşısına çıkan her türlü uğursuzluğu hiç terlemeden, bildiğiniz tek bir yumruk ile ikiye gayet rahat bölebilmektedir. Durum böyle olunca kahramanlık işi pek heveslendiği gibi gitmez. Sonuçta devasa yaratıkları bile hiç efor sarf etmeden bir vuruşta öldürebilmektedir. Bu yüzden de Saitama için kahramanlık biraz hobi tadındadır. Günün birinde bir sayborg olan Genos ile Saitama’nın yolları kesişir. Genos, kendisine zorluk çıkaran rakibinin Saitama tarafından tek yumrukta işinin bitirildiğini görünce şok olur ve Saitama’nın çırağı olmak ister. Akabinde Genos sayesinde Saitama’nın hayatına biraz renk girer ve Genos da Saitama ustası gibi güçlü olmanın peşindedir. Lakin dediğim gibi bulundukları dünya çok ama çok garip bir yerdir. 


    One Punch Man’in adını açıkçası ben daha önce hiç duymamıştım. Ne zamanki animesi yayınlanmaya başladı, o zaman yerli ve yabancı sosyal medyada karşıma sürekli sarı pijamalı “bön bön” bakan kel arkadaş çıkmaya başladı. Üstelik edindiğim izlenimler daima olumlu ve komikti. Durum böyle olunca ben de seri sona erdiğinde izlemeye başladım ve neden bu kadar çok sevildiğini az çok anladım. Evet, One Punch Man’i ben de gayet sevdim çünkü bana ilk bakışta Detroit Metal City adlı animeyi hatırlattı. İçerik olarak hikâyeden ziyade olaylara dayanması, değişik tarzı ile düşündürmekten ziyade güldürmeye odaklaması, absürtlük ve komediyi başarılı bir şekilde harmanlaması sevilmesinin büyük etkenleri ama bir etken daha var ki bence bu kadar tutulmasının esas sebebi o dur. Bu etken de artık ana karakterimizin alışılmışın dışında oldukça güçlü olması ve bunun izleyicisine yaşattığı tatmin duygusu. Başta Dragonball olmak üzere çoğu dövüş veya kahramanlı animelerde bize sürekli sergilenen tema aynıydı: antrenman yap – güçlen – güçlü rakibini yen, daha güçlüsü gelsin ağır darbe al, güçlen geri gel yen. Konu Dragonball olunca antrenman yap, süper level atla, saçların daha da uzasın, düşmanı yen, daha güçlüsü çıkınca daha çok uzat saçları vs. gidiyor. One Punch Man’in kahramanı Saitama ise gördüğünüz üzere böyle değil. Ve şahsen ben ilk defa bir karakterin rakiplerini yumurta gibi kırdığını görüyorum ki bunu izlemek gayette zevkliydi. Dediğim gibi çok tutulmasının sebebinin de diğer saydığım etkenlerle beraber esas olarak bu yüzden olduğunu düşünüyorum. Bu arada Saitama’nın kel olması Goku’ya bir gönderme olabilir diye de düşünüyorum, verdiği mesaj da daha güçlü olmak için saçlarının uzamasına gerek yok :) One Punch Man’ı yakından incelediğimizde aslında animeyi götürenin sadece Saitama olduğunu da görüyoruz. Saitama’yı animeden çıkarırsak ortaya sıradan dövüş içerek, kahramanların canavarları dövdüğü bir animeden başka bir şey kalmıyor. Yani eminim ki hepimiz One Punch Man’ı izlediysek Saitama için izledik. Hikâye olarak daha önce dediğim gibi anime hikâyeye nazaran o anki olaya ve Saitama’nın yapıp yapacaklarına odaklanıyor. Bu yüzden animede öyle derin bir konu aramayın. Zaten anime daha size ilk saniyesinde ben size sürükleyici bir hikâye değil olağandışı bir adamın günlük yaşamını gözler önüne sereceğim diyor. Hal böyle olunca bazı Saitama’sız sahnelerde açıkçası biraz sıkıldığımı inkâr edemem. Çünkü dedim ya, olay Saitama’da bitiyor ve kendisi dışında iki karakter çarpışınca bildiğimiz dövüş oluyor. Neyse ki bu tarz sahneler azınlıkta ve Saitama bizi varlığından sıkça eksik bırakmıyor. Güçlü olduğu kadar sempatik bir karakter de olan Saitama’nın evinde kaba etini kaşıyarak televizyon seyretmesini seyretmeyi diğer karakterlerin birbirleri ile dövüşmesini izlemeye açıkçası ben tercih ederim:) 



    Animenin çizimleri, daha doğrusu Saitama’nın çizimleri en az kendisi kadar eğlenceli. Öncelikle arka plan çizimleri ve diğer karakterlere kısaca değineyim; Şehir çizimleri olsun, diğer karakterler olsun gayet başarılılar. Öyle gözüme çarpan, şurası olmamış dediğim bir yer yok. Yeri geldiğinde dökülen kan, parçalanan bedenlerde sıkça karşımıza çıkıyor. Dövüşler sırasında zaman zaman kullanılan çizgi roman efektleri de güzel oturmuş. En başarılısı ise yine Saitama olmuş. Vurdumduymaz tavrındayken ikinci paragrafımda bahsettiğim gibi etrafına sürekli “bön bön” bakması ve “he, tamam” gibi tek kelimelik cevaplar kullanması çok eğlenceli. Az da olsa ciddileştiği zamanlarda ise (örneğin süpermarket indirimini oyalanırsa kaçıracağını öğrendiğinde) aslında ne kadar korkutucu ve kendine güveni tam bakışlarının olduğunu görebiliyoruz. Müzikleri bakımından One Punch Man oldukça gaza getirici bir açılış parçasına sahip. Açılış parçası tek başına bu kadar etki edemez ama açılış görüntüleri ile birleşince ortaya çok iyi bir açılış çıkmış diyebilirim. Kapanış müziğini ise pek beğenmedim. Animenin tarzına uymadığını düşündüğüm parça bana göre çok yavaş ve ağır kalmış. Seslendirmelerde de yine başta Saitama olmak üzere iyi iş çıkarılmış. 


    One Punch Man Saitama ile kısa da olsa eğlenceli vakit geçirebileceğinizi düşünüyorum ve ilk defa adeta yenilemez bir ana karaktere sahip olduğumuzu görmek benim gibi bir sürü kişinin hoşuna gitmiştir. Artık biz değil kötüler sürekli antrenman yapsın da çıksınlar karşımıza:) Uzun lafın kısası, izlemeyen sayısı azdır ama Saitama ile tanışıp dünyasına bir göz atmak, kafanızı boşaltmanıza ve keyifli vakit geçirmenizi sağlayabilir. 


    0 comments

  • Copyright © 2013 - Nisekoi - All Right Reserved

    ANİME İNCELEMELERİ SAYFASI Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan