• Şubat 25, 2018

    Yönetmen: Tomohisa Taguchi, Keitaro Motonaga
    Stüdyo: A-1 Pictures,
    Tür: Macera, Fantastik
    Yapım Yılı: 2014 – 2015 - 2016
    Bölüm Sayısı: Film
    Anime Puanı: 10/7.5


    Ülkemizde en azından bir Final Fantasy kadar ünlü olmasa da Atlus’un Persona serileri Japonya’da bir hayli meşhurdur. Anime tarzı ile donatılmış Persona oyunları çıktıktan sonra anime serilerinin veya filmlerinin de yakın bir zamanda gelmesi kaçınılmazdır. PS2 döneminde çıkan Persona 3’ün ilk filmi Spring of Birth 2013 yılında sevenleri ile buluşmuştu. İlk filmin üstüne devamı olan üç film daha çıktı. Bunlar sırasıyla Midsummer Knight’s Dream, Falling Down ve Winter of Rebirth. Aslında bu filmleri ilk filmde yaptığım gibi ayrı ayrı incelemenin daha doğru olduğunun farkındayım fakat filmleri peş peşe izlediğim için ve her biri diğerinin devamı olduğu için genelleme niteliğinde bir yazı yazmayı kendimce uygun buldum. Bu arada, Persona 3’ün sonrasını konu alan, oyunlardan bağımsız bir seri daha var. Benim pek haz etmediğim Trinity Soul adlı serinin incelemesine buradan ve bir başka Persona uyarlaması olan Persona 4 serisinin incelemesine de buradan geçebilirsiniz.

    Dediğim gibi filmler tıpkı anime bölümleri gibi birbirinin devamı olduğu için hikayeye yeniden değinmeyeceğim. Ana karakter Makoto Yuki ve ekibi günün 25. Saati olan Dark Hour’da mücadele etmeye devam etmektedir ve bir olay tamamlanırken bir başka daha derin olay vukuu bulmaktadır. İlk filmi izledikten dört sene sonra devam filmlerine geçmek benim için aslında beklediğimden daha kolay oldu çünkü animelerde yeni bir sezona geçerken aradan uzun zaman geçtiyse zorlanırım ve Persona 3’te çok fazla zorlandığım söylenemez. İkinci film Midsummer Knight’s Dream ile hızlı bir dövüş ile kendimi yeniden Persona 3 evreninde buluverdim. Oyun uyarlamaları zordur; hikaye arası boşlukları falan doldurmak. Persona 3’ün oyununda ise çok fazla içerik olduğundan (ana hikaye, dövüşler, okul aktiviteleri, arkadaşlık ilişkileri vb.) filmlerde bunların tıpkı ilk filmde olduğu gibi hızlıca geçildiğini görüyoruz. Fakat ilgi çekici “fan servisi” sahnelerde ise frene basılmış. Mesela ekibin plaja gittiği veya kaplıcalara gittiği sahnelere bolca vakit ayrılmaktan çekinilmemiş:) Bir de ben mi izlemeyi beceremedim de kaçırdım bilmiyorum ama ikinci filmin sonunda ekibe bir görev veriliyordu. Bayağı da zorlu bir görevdi ama üçüncü film başladığında bu görev bitmiş ve hikaye ilerlemeye başlamıştı bile. 


    Persona 3 filmlerinin en güçlü yanları şüphesiz çizimleri ve müzikleri. Tıpkı oyununda olduğu gibi hızlı İngilizce parçalar ve Shoji Meguro’nun efsane parçaları yine karşımıza çıkıyor. Özellikle son filmin sonunda çalan Kimi no Kioku çok iyi bir parçadır. Çizimlere zaten fazla değinmiyorum. Persona tarzını çok iyi yansıtıyor ve detayları göz kamaştırıyor. Her Persona oyununun ortak noktası olan canavarları yeniden görmekse ayrı bir tebessüm oluşturdu bende.

    Hiç izlemediyseniz Persona 3 filmlerini peş peşe izleyin. Benim gibi ilk filmle ikinci film arasına yıllar koyarsanız seyir zevkiniz biraz baltalanabilir. Filmler ortalama 85 dakika – 100 dakika arasında değişkenlik gösteriyor. Yani kısa filmler beklemeyin sakın. Bildiğiniz sinema filmi uzunluğunda:) 

    0 comments

  • Copyright © 2013 - Nisekoi - All Right Reserved

    ANİME İNCELEMELERİ SAYFASI Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan