- Home>
- Rafet Kaan Moral >
- Ghost in the Shell: Stand Alone Complex İncelemesi
Ağustos 06, 2009
Yönetmen: Kenji Kamiyama
Tür: Bilimkurgu, Dram
Stüdyo: Production I.G.
Yapım Yılı: 2002–2004
Bölüm Sayısı: 26 + 26
Anime Puanı: 10/9.5
1st Gig
Ghost in the Shell: Stand Alone Complex serisi yakın gelecekte 2030 yılında geçiyor. Dünya üzerinde üçüncü ve dördüncü dünya savaşları yaşanmış ve başta internet olmak üzere teknoloji bir hayli gelişmiştir. İnsanlar beyinlerini “cyberbrain”e dönüştürerek internete girebilmekte, vücutlarının her parçasını cyborg parçaları ile değiştirebilmektedir. Yani kendilerini gelişmiş bir makineye dönüştürebilmektedirler. Tamamen robot olan androidlerde günlük hayatın bir parçası olmuştur ve çoğu zor işi onlar yapabilmektedir. Böyle bir ortamda ruh kavramı, serinin değişi ile “ghost”lar bir hayli tartışılmaktadır. Tıpkı günümüzde olan bazı kesimler gibi seride de radikaller vardır ve makineleşmenin insan ruhunu öldürdüğünü savunmaktadır. Kimileri ise her şeyden çok gerekli bulmaktadır. İşte böyle bir dünyada bizler devlete bağlı, gizli operasyonlar yürüten ve oldukça seçkin kişilerden oluşan Bölüm 9’un maceralarına tanık oluyoruz.
Bölüm 9’un başında Şef Aramaki vardır. Kendisi cyber beyni dışında tamamen insandır. Birimin komutalığını ise bayan başkarakter Motoko, namı diğer Major (Binbaşı) yapmaktadır. Kendisi tamamen cyborg vücuda sahiptir ve hemen hemen kusursuzdur. Hatta bu mükemmellikten maalesef şikâyet edeceğim çünkü bir insan hiç mi hata yapmaz veya tereddütte kalmaz. Motoko’nun dışında Batou, Togusa, Ishikawa, Pazu, Saito ve Bourma diğer Bölüm 9 çalışanlarıdır. Ayrıca akıllı tanklar Tachikomaları da saymadan olmaz. Her bölümde biraz daha akıllanan ve neredeyse bir ruha sahipmişler gibi davranan Tachikoma adlı tanklar birimin vazgeçilmezleri arasında.
Hikaye olarak dediğim gibi Bölüm 9’un başından geçen olaylar anlatılıyor ama genel olarak seri müthiş bir hacker olan Gülen Adam ve yaptıkları çerçevesinde ilerliyor. Çoğu bölüm başka konu üzerinde durulsa da genellikle her şey Gülen Adamla bağlantılı oluyor.
2nd Gig
2004 yapımı ikinci seri ise ilk seriden iki yıl sonrasını konu alıyor. Motoko’nun geçmişinden gelen gizemli bir adam Japonya başta olmak üzere tüm dünya’yı değiştirecek bir devrim yapmanın peşinde. Doğal olarak da Bölüm 9 tüm gücünü kullanarak olayların önüne geçmeye çalışıyor.
Hikâyenin anlatılışı ve işleyiş bakımından Ghost in the Shell serisi tamamen yetişkinlere hitap ediyor diyebiliriz. Çünkü çoğu animelerden bildiğimiz komiklikler Ghost in the Shell’de katiyen bulunmamakta. Hatta seri bazen öyle komplike ilerliyor ki yetişkin bir insan olarak bile anlamakta bazen zorluk çekebiliyorsunuz. Görsel bakımdan Ghost in the Shell serisinin çizimleri mükemmel diyebilirim ama yapılmaya çalışılmış olan 3D efetker (otobanlarda genelde) 1999 yapımı bir araba yarışı gibi duruyor desem yalan olmaz. Neyseki bu efektler az kullanıldığı için fazla göze batmıyorlar. Bu açığı herhalde müzikler fazlası ile kapatıyor diyebilirim. Hem ilk serinin açılış parçası “Inner Universe” ve favorim ikinci serinin açılış parçası “Rise” mükemmel parçalar. Hatta seri içinde çalan tüm müzikler mükemmel diyebilirim.
Özetle diyebilirim ki Ghost in the Shell: Stand Alone Complex 1st Gig ve 2nd Gig serileri muhakkak izlenmeli ama dediğim gibi seri oldukça karmaşık olduğundan herkese hitap etmeyebilir.
Bilinmesi Gerekenler;
•Ghost in the Shell’in ilk anime uyarlaması olan 1995 yapımı anime serisinden bağımsız (senaryo bakımından) bir anime filmi bulunmaktadır. Süresi 85 dakikadır.
•Yine Stand Alone Complex serisinden bağımsız olan ve 1995 yapımı filmin devamı olan Ghost in the Shell 2: Innocence adında 101 dakikalık bir anime filmi bulunmaktadır.
•Anime Serisi ile bağlantılı olarak Ghost in the Shell: The Laughing Man adında 140 dakikalık bir aniem filmi bulunmaktadır.
•Son olarak Anime serileri bittikten sonra devam niteliğinde 2006 yapımı Ghost in the Shell: Solid State Society adında 100 dakikalık bir anime filmi bulunmaktadır.
Ghost in the Shell: Stand Alone Complex serisi yakın gelecekte 2030 yılında geçiyor. Dünya üzerinde üçüncü ve dördüncü dünya savaşları yaşanmış ve başta internet olmak üzere teknoloji bir hayli gelişmiştir. İnsanlar beyinlerini “cyberbrain”e dönüştürerek internete girebilmekte, vücutlarının her parçasını cyborg parçaları ile değiştirebilmektedir. Yani kendilerini gelişmiş bir makineye dönüştürebilmektedirler. Tamamen robot olan androidlerde günlük hayatın bir parçası olmuştur ve çoğu zor işi onlar yapabilmektedir. Böyle bir ortamda ruh kavramı, serinin değişi ile “ghost”lar bir hayli tartışılmaktadır. Tıpkı günümüzde olan bazı kesimler gibi seride de radikaller vardır ve makineleşmenin insan ruhunu öldürdüğünü savunmaktadır. Kimileri ise her şeyden çok gerekli bulmaktadır. İşte böyle bir dünyada bizler devlete bağlı, gizli operasyonlar yürüten ve oldukça seçkin kişilerden oluşan Bölüm 9’un maceralarına tanık oluyoruz.
Bölüm 9’un başında Şef Aramaki vardır. Kendisi cyber beyni dışında tamamen insandır. Birimin komutalığını ise bayan başkarakter Motoko, namı diğer Major (Binbaşı) yapmaktadır. Kendisi tamamen cyborg vücuda sahiptir ve hemen hemen kusursuzdur. Hatta bu mükemmellikten maalesef şikâyet edeceğim çünkü bir insan hiç mi hata yapmaz veya tereddütte kalmaz. Motoko’nun dışında Batou, Togusa, Ishikawa, Pazu, Saito ve Bourma diğer Bölüm 9 çalışanlarıdır. Ayrıca akıllı tanklar Tachikomaları da saymadan olmaz. Her bölümde biraz daha akıllanan ve neredeyse bir ruha sahipmişler gibi davranan Tachikoma adlı tanklar birimin vazgeçilmezleri arasında.
Hikaye olarak dediğim gibi Bölüm 9’un başından geçen olaylar anlatılıyor ama genel olarak seri müthiş bir hacker olan Gülen Adam ve yaptıkları çerçevesinde ilerliyor. Çoğu bölüm başka konu üzerinde durulsa da genellikle her şey Gülen Adamla bağlantılı oluyor.
2nd Gig
2004 yapımı ikinci seri ise ilk seriden iki yıl sonrasını konu alıyor. Motoko’nun geçmişinden gelen gizemli bir adam Japonya başta olmak üzere tüm dünya’yı değiştirecek bir devrim yapmanın peşinde. Doğal olarak da Bölüm 9 tüm gücünü kullanarak olayların önüne geçmeye çalışıyor.
Hikâyenin anlatılışı ve işleyiş bakımından Ghost in the Shell serisi tamamen yetişkinlere hitap ediyor diyebiliriz. Çünkü çoğu animelerden bildiğimiz komiklikler Ghost in the Shell’de katiyen bulunmamakta. Hatta seri bazen öyle komplike ilerliyor ki yetişkin bir insan olarak bile anlamakta bazen zorluk çekebiliyorsunuz. Görsel bakımdan Ghost in the Shell serisinin çizimleri mükemmel diyebilirim ama yapılmaya çalışılmış olan 3D efetker (otobanlarda genelde) 1999 yapımı bir araba yarışı gibi duruyor desem yalan olmaz. Neyseki bu efektler az kullanıldığı için fazla göze batmıyorlar. Bu açığı herhalde müzikler fazlası ile kapatıyor diyebilirim. Hem ilk serinin açılış parçası “Inner Universe” ve favorim ikinci serinin açılış parçası “Rise” mükemmel parçalar. Hatta seri içinde çalan tüm müzikler mükemmel diyebilirim.
Özetle diyebilirim ki Ghost in the Shell: Stand Alone Complex 1st Gig ve 2nd Gig serileri muhakkak izlenmeli ama dediğim gibi seri oldukça karmaşık olduğundan herkese hitap etmeyebilir.
Bilinmesi Gerekenler;
•Ghost in the Shell’in ilk anime uyarlaması olan 1995 yapımı anime serisinden bağımsız (senaryo bakımından) bir anime filmi bulunmaktadır. Süresi 85 dakikadır.
•Yine Stand Alone Complex serisinden bağımsız olan ve 1995 yapımı filmin devamı olan Ghost in the Shell 2: Innocence adında 101 dakikalık bir anime filmi bulunmaktadır.
•Anime Serisi ile bağlantılı olarak Ghost in the Shell: The Laughing Man adında 140 dakikalık bir aniem filmi bulunmaktadır.
•Son olarak Anime serileri bittikten sonra devam niteliğinde 2006 yapımı Ghost in the Shell: Solid State Society adında 100 dakikalık bir anime filmi bulunmaktadır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 comments