- Home>
- Rafet Kaan Moral >
- GunGrave İncelemesi
Ağustos 06, 2009
Yönetmen: Toshiyuki Tsuru
Stüdyo: Madhouse Studios
Tür: Aksiyon, Dram, Bilimkurgu
Yapım Yılı: 2003
Bölüm Sayısı: 26
Anime Puanı: 10/10
Brandon Heat ve Harry MacDovel yetimhanede beraber büyümüş, çok yakın arkadaştırlar. Kendileri gibi kimseleri olmayan üç arkadaşları ile beraber dökük bir lokantada yaşamaktadırlar ve hayatlarını dalavere işler yaparak geçinirler. Onlar çalar, çırpar, dolandırır, bir sürü kavgaya karışır ve bazen karınlarını doyurmaktan ziyade geceleri aç yatarlar. Ama Brandon ve Harry yine de mutludurlar çünkü onlar özgürdür ve dilediklerini yapabilmektedirler. Brandon’un ayrıca Maria adında sevdiği bir kız vardır ama Maria’nın babası sokak serserilerinden hiç haz etmemektedir. Günün birinde Brandon ve Harry’nin başı dalaştıkları birinin abisi ile başları belaya girer. Üstelik bu adam mafya bağlantılıdır. Bu adam yüzünden Harry ve Brandon üç yakın arkadaşlarını kaybeder ve Maria’nın babası da istemeden işe karıştığı için hayatını kaybeder. Tam sıra Brandon’lara geldi derken karanlıktan bir araba çıkagelir. Arabadan inen Bear Walken adındaki esrarengiz adam olan biteni görür ve Brandon’ları öldürmek üzere olan adamı öldürür. Bu gelen adam Millenion adlı büyük mafya örgütünün baş tetikçisidir. Olaya karışma sebebi ise Maria’nın babasının aslında Millenion’un lideri, kurucusu Big Daddy’nin yakın arkadaşı olmasıdır.
Kimsesiz kalan ve üniversiteye hazırlanan Maria’yı Big Daddy himayesine alır ve son yolculuğuna uğurlamak için mezarlığa giderler. Aynı anda Brandon ve Harry’de arkadaşlarını uğurlamak için mezarlıktadırlar. Üstelik arkadaşlarını öldüren adamın adamları da peşlerindedir ve akabinde mezarlıkta silahlı çatışma çıkar. Bunu gören Maria, Big Daddy’den onları kurtarmasını ister. Big Daddy’den en iyi adamlarını yollar ve Brandon ile Harry’i kurtarır. Paçayı kurtardıkları için sevinen Harry, onları kurtaran ekibin başı olan Randy’den onları da ekibe, yani Millenion’a almasını ister. Uzun iknalar sonucu Harry Millenion’a katılır ve Brandon’da hem en iyi arkadaşından ayrı kalmamak için hem de böylelikle Maria’yı daha sık görebilirim düşüncesiyle o da Millenion’a girer.
Önce ufak işlerde çalışmaya başlayan Harry ve Brandon, Harry’nin kurnazlığı ve Brandon’un üstün silah kullanabilme kabiliyeti ile Millenion’da giderek yükselmeye başlarlar. Yıllar geçtikten sonra Harry Big Daddy’nin gerçek ailesine girmeyi başarır ve Brandon’da en iyi tetikçilerden biri olur. Ayrıca Bunji, Lee ve Paul gibi yeni arkadaşlarda edinirler. Bir gün, Harry ve Brandon Millenion’a karşı kullanılmak istenen çok güçlü bir teknolojiyi keşfeder. “Necro-Rise” adı verilen bu teknoloji ile ölüler hayata dönerek, öldürülmesi zor üstün tetikçilere dönüştürülür. Harry bu teknolojiyi ele geçirir ve Millenion için kullanmaya başlar. Aradan yıllar geçen ve Harry’nin Millenion’un başına geçme ve “özgür” olma arzusu giderek büyür. Hatta Brandon’a Big Daddy’i devirme planlarını anlatır. Ama Millenion’da tek bir kural vardır, o da “Asla ihanet etmedir” Brandon’da bu kurala uyar ve Harry’e silah çeker. Ama Brandon çocukluk arkadaşını öldüremez. Lakin Harry öyle düşünmemektedir ve Brandon’u “kendisine” ihanet ettiği için öldürür. Soranlara da Millenion’a ihanet etti der.
Aradan yaklaşık 13–14 sene geçmiştir ve Harry “Bloody” yani kanlı lakabı ile Millenion’un başına geçmiştir. Millenion artık Big Daddy’ninkinden bambaşka bir politika izlemektedir ve herkes her yerde bağlantısı olan bu örgütten korkmaktadır. “Necro-Rise” askerleri de her yerde kol gezmektedir. Ama bir gün bu öldürülemez denen askerler yok olmaya başlar. Bunu yapanın kim olduğu da çok geçmeden öğrenilir. Bu adam beyaz saçları, dev silahları ile Harry’nin en yakın can dostu Brandon, yeni adıyla “Beyond The Grave”dir. Necro-Rise teknolojisi uygulanmış olan Brandon’un aklında tek bir şey vardır, intikam…
Roman gibi konusundan anlaşılacağı üzere animede olay iki yakından da öte arkadaş arasında geçiyor. Birbirlerine canlarını emanet ederlerken nasıl düşman olduklarını soluksuz izleyeceğinizden eminim. Seri öyle alışagelmiş aksiyon ve komedi unsurları ile ilerlemiyor, aksine tam anlamıyla bir roman gibi, Baba filmi gibi insan ilişkileri, suikastler, ihanetler ve entrikalar üzerine kurulu. Tabi buna ek bilim kurgu öğeleri de karşınıza çıkmıyor değil. Kısacası GunGrave’i izlerken hiç sıkılmayacaksınız. Kurgu ilk bölümden sonra “flachback” olarak geriye gidiyor ve yaklaşık 17. bölüme kadar Brandon ile Harry’nin Millenion’a girişlerini ve maceralarını izliyorsunuz. 17. bölümden sonra ise birinci bölümden sonrasına, yani günümüze dönüyoruz. Görsel olarak GunGrave’e bakacak olursak çok iyi diyebilirim. Millenion’da bulunan her önemli karakterin kendine has özellikleri, karizması bulunuyor. Tasarım olarak da öyle abartı şeylere yer verilmemiş, normal binalar, yollar kısacası normal bir hayat karşımıza çıkıyor. Tabi ilerleyen bölümlerde Neco-Rise tetikçileri serinin son bölümlerde bilimkurgu havası almasına neden oluyor ama nereden nereye geldik diyeceğinizden bu durum hiçte kötü değil. Müzik olarak ise Gungrave şahane. Açılış parçasının sözleri yok ama görüntüler ile birleşince ortaya sade ve güzel bir giriş çıkıyor. Kapanış ise tam anlamıysa mükemmel, özellikle çalan “Akaneiroga Moerutoki” adlı parçanın uzun versiyonunu dinlemenizi tavsiye ederim.
Sonuç olarak fazla bir şey söyleyecek değilim. İlk defa bir animeye 10 üzerinden 10 verdim. Bana katılmayanlar mutlaka olacaktır ama ben bu seriyi, GunGrave’i eğer gerçek bir anime severseniz izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Tür: Aksiyon, Dram, Bilimkurgu
Yapım Yılı: 2003
Bölüm Sayısı: 26
Anime Puanı: 10/10
Brandon Heat ve Harry MacDovel yetimhanede beraber büyümüş, çok yakın arkadaştırlar. Kendileri gibi kimseleri olmayan üç arkadaşları ile beraber dökük bir lokantada yaşamaktadırlar ve hayatlarını dalavere işler yaparak geçinirler. Onlar çalar, çırpar, dolandırır, bir sürü kavgaya karışır ve bazen karınlarını doyurmaktan ziyade geceleri aç yatarlar. Ama Brandon ve Harry yine de mutludurlar çünkü onlar özgürdür ve dilediklerini yapabilmektedirler. Brandon’un ayrıca Maria adında sevdiği bir kız vardır ama Maria’nın babası sokak serserilerinden hiç haz etmemektedir. Günün birinde Brandon ve Harry’nin başı dalaştıkları birinin abisi ile başları belaya girer. Üstelik bu adam mafya bağlantılıdır. Bu adam yüzünden Harry ve Brandon üç yakın arkadaşlarını kaybeder ve Maria’nın babası da istemeden işe karıştığı için hayatını kaybeder. Tam sıra Brandon’lara geldi derken karanlıktan bir araba çıkagelir. Arabadan inen Bear Walken adındaki esrarengiz adam olan biteni görür ve Brandon’ları öldürmek üzere olan adamı öldürür. Bu gelen adam Millenion adlı büyük mafya örgütünün baş tetikçisidir. Olaya karışma sebebi ise Maria’nın babasının aslında Millenion’un lideri, kurucusu Big Daddy’nin yakın arkadaşı olmasıdır.
Kimsesiz kalan ve üniversiteye hazırlanan Maria’yı Big Daddy himayesine alır ve son yolculuğuna uğurlamak için mezarlığa giderler. Aynı anda Brandon ve Harry’de arkadaşlarını uğurlamak için mezarlıktadırlar. Üstelik arkadaşlarını öldüren adamın adamları da peşlerindedir ve akabinde mezarlıkta silahlı çatışma çıkar. Bunu gören Maria, Big Daddy’den onları kurtarmasını ister. Big Daddy’den en iyi adamlarını yollar ve Brandon ile Harry’i kurtarır. Paçayı kurtardıkları için sevinen Harry, onları kurtaran ekibin başı olan Randy’den onları da ekibe, yani Millenion’a almasını ister. Uzun iknalar sonucu Harry Millenion’a katılır ve Brandon’da hem en iyi arkadaşından ayrı kalmamak için hem de böylelikle Maria’yı daha sık görebilirim düşüncesiyle o da Millenion’a girer.
Önce ufak işlerde çalışmaya başlayan Harry ve Brandon, Harry’nin kurnazlığı ve Brandon’un üstün silah kullanabilme kabiliyeti ile Millenion’da giderek yükselmeye başlarlar. Yıllar geçtikten sonra Harry Big Daddy’nin gerçek ailesine girmeyi başarır ve Brandon’da en iyi tetikçilerden biri olur. Ayrıca Bunji, Lee ve Paul gibi yeni arkadaşlarda edinirler. Bir gün, Harry ve Brandon Millenion’a karşı kullanılmak istenen çok güçlü bir teknolojiyi keşfeder. “Necro-Rise” adı verilen bu teknoloji ile ölüler hayata dönerek, öldürülmesi zor üstün tetikçilere dönüştürülür. Harry bu teknolojiyi ele geçirir ve Millenion için kullanmaya başlar. Aradan yıllar geçen ve Harry’nin Millenion’un başına geçme ve “özgür” olma arzusu giderek büyür. Hatta Brandon’a Big Daddy’i devirme planlarını anlatır. Ama Millenion’da tek bir kural vardır, o da “Asla ihanet etmedir” Brandon’da bu kurala uyar ve Harry’e silah çeker. Ama Brandon çocukluk arkadaşını öldüremez. Lakin Harry öyle düşünmemektedir ve Brandon’u “kendisine” ihanet ettiği için öldürür. Soranlara da Millenion’a ihanet etti der.
Aradan yaklaşık 13–14 sene geçmiştir ve Harry “Bloody” yani kanlı lakabı ile Millenion’un başına geçmiştir. Millenion artık Big Daddy’ninkinden bambaşka bir politika izlemektedir ve herkes her yerde bağlantısı olan bu örgütten korkmaktadır. “Necro-Rise” askerleri de her yerde kol gezmektedir. Ama bir gün bu öldürülemez denen askerler yok olmaya başlar. Bunu yapanın kim olduğu da çok geçmeden öğrenilir. Bu adam beyaz saçları, dev silahları ile Harry’nin en yakın can dostu Brandon, yeni adıyla “Beyond The Grave”dir. Necro-Rise teknolojisi uygulanmış olan Brandon’un aklında tek bir şey vardır, intikam…
Roman gibi konusundan anlaşılacağı üzere animede olay iki yakından da öte arkadaş arasında geçiyor. Birbirlerine canlarını emanet ederlerken nasıl düşman olduklarını soluksuz izleyeceğinizden eminim. Seri öyle alışagelmiş aksiyon ve komedi unsurları ile ilerlemiyor, aksine tam anlamıyla bir roman gibi, Baba filmi gibi insan ilişkileri, suikastler, ihanetler ve entrikalar üzerine kurulu. Tabi buna ek bilim kurgu öğeleri de karşınıza çıkmıyor değil. Kısacası GunGrave’i izlerken hiç sıkılmayacaksınız. Kurgu ilk bölümden sonra “flachback” olarak geriye gidiyor ve yaklaşık 17. bölüme kadar Brandon ile Harry’nin Millenion’a girişlerini ve maceralarını izliyorsunuz. 17. bölümden sonra ise birinci bölümden sonrasına, yani günümüze dönüyoruz. Görsel olarak GunGrave’e bakacak olursak çok iyi diyebilirim. Millenion’da bulunan her önemli karakterin kendine has özellikleri, karizması bulunuyor. Tasarım olarak da öyle abartı şeylere yer verilmemiş, normal binalar, yollar kısacası normal bir hayat karşımıza çıkıyor. Tabi ilerleyen bölümlerde Neco-Rise tetikçileri serinin son bölümlerde bilimkurgu havası almasına neden oluyor ama nereden nereye geldik diyeceğinizden bu durum hiçte kötü değil. Müzik olarak ise Gungrave şahane. Açılış parçasının sözleri yok ama görüntüler ile birleşince ortaya sade ve güzel bir giriş çıkıyor. Kapanış ise tam anlamıysa mükemmel, özellikle çalan “Akaneiroga Moerutoki” adlı parçanın uzun versiyonunu dinlemenizi tavsiye ederim.
Sonuç olarak fazla bir şey söyleyecek değilim. İlk defa bir animeye 10 üzerinden 10 verdim. Bana katılmayanlar mutlaka olacaktır ama ben bu seriyi, GunGrave’i eğer gerçek bir anime severseniz izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
bence bu film tokyo magnitudeyle karşılaştırılınca 10 puanı hak etmiyor. biraz baba filminden etkilenmiş gibi.bu arada kız arkadaşını iyiliğini düşünüp babaya teslim etti babanın yaşından dolayı öleceğini biliyordu.bu ne biçim iyiliğini düşünme biçmi bence orada sahte drama oluşturulmuş.birde o dünyada sanki herkes kötü birbirini öldürmeye çalışıyor.ben 8 verirdim.film hakkındaki emeğin için teşekürler
YanıtlaSilYorumun için teşekkürler. Öncelikle GunGrave'yi Tokyo Magnitude ile karşılaştırman bence yanlış çünkü tür olarak ikisi bambaşka kulvarlarda. Ayrıca kız arkadaşını Brandon teslim etmiyor, Big Daddy kendisi isteyerek himayesi altına alıyor. Zaten Brandon'un koskoca Big Daddy karşısında öyle teslim etmeme gibi bir lüksü de olamaz.
YanıtlaSilarkadaşlar öncelikle yorumlarınız için teşekürleri bende geçenlerde izledim.hasana sahte drama konusunda katılıyorum.bir filmin güzelliği , farklılığı ne kadar da konusuna bağlı olsada filmi güzel yapan öğelerden biri de filmin karakterlerinin kendi içindeki uymluluğudur.her nekadar da anime kişiliği için bir analiz yapmamız doğru olmasada.brandon :karekteri arkadaşlarına sonuna kadar bağlı ve onların iyilği için sonuna kadar savaşan korkmayan bir karakter .girdiği bütün savaşları kazanan bir karakter bir bakıma yenilmez.yani sevdiği kız için big dady miş kimmiş umrunda olmaz .big daddyin kızı himaye altına almasına bir şey demiyorum . ama big dadye kızı bırakması kendi isteği dışında bir isteğe bağlı olamaz.bunu da iyiliği için yapmıştır.ki burda görünen bir iyilik yok.çelişki burda yani sahte drama konusunda hasana katılıyorum.ama harry karakteri çok başarıyla gösterilmiş.bu arada konuyu özetleyen arkadaş çok güzel özetlemiş.tebrikler
YanıtlaSilzamanın ötesinden bir yorum girmiş gibi olacağım kusura bakmayın.
YanıtlaSilben animede brandon'un maria'yı babaya bırakmasına takılmadım. çünkü brandon açgözlü bir adam değil. baba brandon'un çok sevdiği kalender bir adam. zor gününde maria'ya sahip çıktı. brandona kendi oğluymuş gibi davrandı. buna karşılık brandon kendi ihtirası için ne baba gibi bir karakteri çiğner ne de demir kuralları çiğneyip ihanet eder (brandon prensipler konusunda çok takıntılı).
bence asıl yanlış olan hikayenin sonunda harry'den intikam almaması birden dönüvermesi. çok tutarsız ve dengesiz bir davranış olmuş.
ne olursa olsun intikamını almalıydı. gece acıklı bir son olsun ama intikam mutlaka olsun. birden en sona gelmişken dönüp yumuşayı vermesi olmamış sanki.
benzeri olarak ise bence gungrave'i ancak berserk ile karşılaştırabiliriz. brandon-harry ilişkisi gats-griffith ilişkisine çok benziyor. ben her ikisinde de baştaki kahraman can dostunun hırsı uğruna harcanıyor ihanete uğruyor. her iki hikayede de sonradan kötü olan tarafın yanında olağan dışı güçler beliriyor. (harry'nin orgmanları, grffith'in iblisleri ve elde ettiği şeytani güç) bu açıdan baktığımda bu anime gözümde daha bir değerlendi. (zira berserk en sevdiğim mangadır) ayrıca gıngrave'de karakterlerin psikolojik durumları da çok iyi yansıtılmış. bu konuda çok başarılı.
izlediğim en iyi bir kaç animeden biri. benim gibi seinen seven kişilere şiddetle tavsiye ederim.
YanıtlaSil
yaklaşık 1 seneden berı girip anıme yorumlarına bakım ızleyıcegım anımeler hakkında sana guvenerek ılk ızlenımımı alırdım . zevkler ve renkler tartısılmaz ama sen 10 da10 vermıssın dıye sana guvenerek saberedıp ızledım ve belkı senın ıcın onemlı degıl ama sana solıyım ben senın kaliteli bır zevkın olmadıgını dusunmemeye basladım. ANIME KESINLIKLE GUZELDI AMA ınsaf ya hangı anımelere kaç vermeıssı bu 10 da 10 anımenın 2 ve 15. bolumlerı arası 10 uzerınden 8 .b8. bolumden sonra vasatın ustune cıkamaz . Bence aç bır daha ızle anımeyı
YanıtlaSilARKADAŞLAR COK BUYUK BISE BEKLEMEYIN ANIMEDE PEK BİŞE YOK . KURTLAR VADISI , PEMBE DIZI BIRAZDA YARATIK EKLEMISLER . ANIMENIN CIZIMLERI SENESINE GORE IYI OPENINGDE BIR HALT YOK KAPANIS MUZIGI IDARE EDER. 1. BOLUM TAMAMEN DIZININ SONUNU GOSTERIYO APTALCA BISEY YAPMISLAR. IZLICEKSENIZ 2. OLUMDEN BASLAYIN . GECE GECE 24 YASINDAKI ADAMI CILDIRTTINIZ BAS KARAKTER GERIZEKALI BEN BU KADAR SALAK STRATEJISI OLAN BIR ANA KARAKTER GORMEDIM. AYRICA ANIME KLISESIDIR KONUSMAMAK , COOL FALAN OLMAKTA BU COK ABARTIYDI . DIGER ANIMELERE AYIPTIR BU PUAN dUY SESIMI SUNA BIR EL AT 10 DA 10 GORUNCE ICIM SIZLIYO
YanıtlaSilBence herkesin görüşü farklıdır açıkçası ben bu animeyi çok sevdim, Brandon cok iyi bir karakterdi.
YanıtlaSilGayet başarılı mutlaka izlenmeli ;)
YanıtlaSil