- Home>
- Rafet Kaan Moral >
- Devil Survivor 2: The Animation İncelemesi
Ağustos 13, 2013
Yönetmen: Seiji Kishi
Stüdyo: Bridge
Tür: Fantastik, Macera, Aksiyon
Yapım Yılı: 2013
Bölüm Sayısı: 13
Anime Puanı: 10/5.5
Yapımcılığını Atlus’un üstlendiği ve özellikle PS2’de oldukça popüler RPG oyunları olan Shin Megami Tensei serilerinin bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor Devil Survivor 2. Nintendo DS ve 3DS için piyasaya sürülen Devil Survivor 2, The Animation uzantısıyla anime dünyasındaki yerini de aldı. Shin Megami Tensei serilerinden animeye uyarlanan bir diğer popüler oyunları da Persona 4: The Animation’dır. Ayrıca konu olarak Devil Survivor ve Devil Survivor 2 arasında herhangi bir bağlantı (zaten ilkinin animesi de yok) yoktur. Bir – iki istisna hariç Shin Megami Tensei serilerinin tek ortak yönleri meşhur canavarlarıdır.
Shin Megami Tensei oyunlarında kahramana kendimizin belirleyeceği bir isim koymak adettir ama anime uyarlamasında Devil Survivor 2’nin kahramanının adı Hibiki Kuze. Gerek SMT oyunlarında gerekse animelerin büyük bir çoğunluğunda karşımıza çıktığı gibi, Hibiki de sıradan bir lise son sınıf öğrencisidir. Hibiki üniversiteye hazırlanmaktadır ve sıradan bir günde arkadaşı Daichi ile beraber deneme sınavından çıkmışlardır. Bir Fast Food dükkânında geleceklerini tartışırlarken Daichi, Hibiki’ye yeni bir telefon aplikasyonu gösterir. Nicaea adındaki bu uygulama rivayetlere göre arkadaşlarının nasıl öleceğini gösteriyormuş. Daichi işin şakasındadır ve uygulamayı Hibiki’ye de yükler. Akabinde metro istasyonundayken Nicaea uyarır verir ve yeni bir videonun yüklendiğini haberdar eder. Hibiki videoyu izlediğinde Daichi ile beraber trenin altında kaldıklarını görür. Çok geçmeden de tren geldiğinde hakikatten bir sarsıntı meydana gelir ve trenin altında kalırlar. Hibiki, Daichi ve uzaktan kestikleri Io Nitta adındaki kızın aslında ölü olmaları lazımdır fakat Nicaea uygulaması onlara yaşamak isteyip istemediklerini sorar ve doğal olarak evet derler. Enkaz halindeki metro istasyonunda kendilerine geldiklerinde korkmuş ve şoka girmiş olan gençleri bir sürpriz daha beklemektedir. Etrafta canavarlar vardır ve daha da ilginci Nicaea uygulaması sayesinde kendi canavarlarını (şeytanlarını) da çağırabilmektedirler. Artık bildikleri dünya geçmişte kalmıştır ve mahşer günü kapıdadır. Bu saatten sonra üç gencin tek önceliği hayatta kalmaktır.
Devil Survivor 2, ilk bölümü ile oldukça başarılı bir başlangıç yapıyor. Gizemli Nicaea adlı program ve ansızın canavarların ortaya çıkması falan derken ilk bölümler hızlı ve akıcı geçiyor. Dünyanın artık normal bir yer olmaması, insanların ölüm kalım savaşı vermesi ve gerilimli atmosfer güzel yansıtılıyor. Fakat Japonya hükümetine bağlı JP’s adlı örgüt (Cips diye okunuyor…) ve henüz 17 yaşındaki başkanı ile Hotsuin Yamato ortaya çıkınca ve en önemlisi de dünyaya neler olduğu anlatılınca animede büyük bir düşüş yaşanmaya başlıyor. Artık ortada sürükleyicilik namına pek bir şey kalmıyor ve her bölüm bir canavar geliyor, canavarı yeniyoruz ve bir sonraki bölüm başka canavar geliyor havasında geçiyor. Cips adlı ultra gizli örgütümüz ve efsanevi ergen kaptanı karizmatik yakışıklı Hotsuin emir veriyor ve son bölüme kadar sırası ile canavar öldürülüyor. Oysa bahsettiğim gibi ilk başlardaki çaresizlik hissi olsun, insanların verdiği ölüm kalım savaşı olsun animeyi heyecanlı kılıyordu ama ilerledikçe iyice oyuna dönüyor. Gerçi oyundan uyarlama elbette ama Persona 4’te oyundan uyarlanmaydı ama çok daha başarılı işlenmişti. Ayrıca gördüğüm kadarı ile animede dünya Japonya’dan ibaret. Tüm bu canavarlar ne hikmetse sadece Japonya’da çıkıyor. Daha da ilginci bir bölümde dünyadan geriye bu kadar kaldı diye ekrana bir harita verilmişti ve harita sadece Japonya haritasıydı. Son olarak finalden de bahsedeyim; ikinci veya üçüncü bölümden sonraki kötü gidiş neyse ki final bölümünde son buluyor ve anime kendisini toparlayarak güzel bir sonla sona eriyor.
Animenin çizimleri tam anlamıyla anime çizimleri olarak çıkıyor karşımıza İlginç saç tipleri ve renkler olsun, kızlarımızın kocaman göğüsleri ve giyilen değişik elbiselerle klasik bir anime var karşımızda. Hem mekân çizimleri hem de karakterlerin çizimleri oldukça başarılı. Jack Frost, Byakko veya Cerberus gibi Shin Megami Tensei canavarlarını da tekrar görmek güzeldi. Tek beğenmediğim tarafı ise düşman canavarlar. Bazısı top şeklinde bazısı ahtapot şeklinde abuk sabuk yaratıklardı. Tek mantıkları da önümüze gelene bin tekme olan bu canavarlar şahsen beni hiç tatmin edemedi. Yani karşı tarafta akıllı bir düşman yok ki bence büyük bir eksiklik. Son olarak müzikler ise oldukça başarılı. Animenin açılış parçası güzel ve kapanışı daha da güzel. Seslendirmelerde de ilk başta Hibiki’nin sesini yadırgadım ama alışınca güzel durduğunu da fark ettim.
Shin Megami Tensei oyunlarını bir hayli severim ve zamanında PS2 için çıkan tüm oyunları oynamışımdır ama DS ve 3DS’ye çıktığı için Devil Survivor serisini oynamadım ve bu yüzden oyunu ile kıyaslama yapamadım. Lakin anime olarak ilk iki bölümü ve son bölümü dışında pek tatmin etmediğini maalesef söylemek zorundayım. Artık bu saatten yeni Shin Megami Tensei anime uyarlamalarını beklemekten başka yapacak bir şeyimiz yok:) Yakında Persona 3 anime filmi vizyonda olacak ve ben özellikle Digital Devil Saga serisi ile Devil Summoner ve Nocturne oyunlarının da anime uyarlamasını görmeyi çok isterim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 comments