• Ağustos 21, 2014

    Yönetmen: Shingo Suzuki
    Stüdyo: GoHands
    Tür: Bilimkurgu, Aksiyon
    Yapım Yılı: 2013
    Bölüm Sayısı: 13
    Anime Puanı: 10/5














    2016 yılında Tokyo’da korkunç bir radyoaktif kaza meydana gelmiştir ve başkent yayılan radyasyon yüzünden yaşanamaz hale gelmiştir. Halkın büyük çoğunluğu tahliye edilmiş ve artık 20 yıl sonra terk edilmiş Tokyo bir hayalet şehre dönüşmüştür. Bu esnada hükümette Coppelion adı verilen proje ile genetikleri ile oynanmış, yüksek radyasyona bile dayanıklı insanlar klonlamışlardır. Naruse Ibara, Fukasaku Aoi ve Nomura Taeko da Coppelion’dur ve Savunma Bakanlığı’na bağlı 3. Özel Coppelion Güçleri tarafından kurtarma görevlileri olarak eski başkente yollanırlar. Üç kızın görevi hala Tokyo'da, sığınaklarda yaşayan insanları bulup tahliye etmektir. 


    Coppelion, içinde barındırdığı “post-apocalyptic” yani kıyamet sonrası kurgusu ile ilk bakışta ilgimi çeken bir animeydi. Bu tarz kurgulara her daim bir zaafım olmuştur. Arka plandaki radyasyonlu felaket senaryosu başarılı ve genetikleri ile oynanmış Coppelion adı verilen insanların hayalet şehirde gezinmeleri fikri de güzel. Yani animede iyi bir zemin hazırlanmış ama sıkıntı maalesef detaylarda boy gösteriyor. En basit örnek olarak tüm Coppelion’ların lise elbiseleri ile geziniyor olması. Tamam, bunlar özel bir lisede özel bir eğitim gördüler, orada üniforma giyebilirler ama artık sahadasın ve üzerinde neden doğru düzgün ekipman yok? Gömlekleriyle, etekleriyle ellerinde beden dersi çantaları ile üç kız salıverilmiş vahşi bir çevreye. Mutasyona uğramış, böcek çıkar, kurt çıkar, daha beteri insan çıkar. Devlet olarak versene kızlara zırhlı ekipmanlar. Açıkçası saçma buldum ve bunun gibi başka detaylar da var. Naruse Ibara hariç diğer iki ana karakterin Ibara’nın gölgesinde kalması, son bölümlere doğru çıkan psikopat Coppelion’larla ölümüne savaştıktan sonra “kardeşliğin” kazanması gibi örnekler sayabilirim. Anlatmak istediğim, yaratılan senaryo ve ortam dikkat çekici ama başta karakterler olmak üzere kurguda izlenen yok bu senaryoya uymamış diye düşünüyorum. Animenin artı yönleri ise dediğim gibi hayalet Tokyo şehri ve başarılı aksiyon sahneleri. Her ne kadar liseli üniformaları ile zırhlı ve donanımlı ekiplerle çatışıyor olsalar da izlemesi zevkli. 


    Coppelion’un çizimleri diğer animelere nazaran daha gerçekçi. Yani garip saç şekilleri falan yok. Karakterlerin görünüşü ve radyasyona maruz kalmış hayalet Tokyo şehrinin tasviri başarılı ama animenin renklerini bir garip buldum. Üstteki görselde de görebileceğiniz üzere animede garip bir renklendirme söz konusu. Kırmızılıklar mı dersiniz, yeşillikler mi dersiniz artık. Radyasyondandır değip üzerinde fazla durmuyorum ama bu şekilde olmasaymış bence daha iyi, daha net olurmuş. Animenin müzikleri içinse iyi diyebilirim. Açılış parçası animeye yakışmış, kapanış parçasını ise itici buldum. Son olarak seslendirmeler için de oldukça başarılı diyebilirim. Özellikle ana karakter Ibara ve kendisini pek sevmesem de ve sürekli “Ibara-senpai! Ibara-senpai!” diye gezinen Aoi’in seslendirmesini çok beğendim ki kendisi zaten benim favori seslendirme (seiyuu) sanatçısıdır.

    Coppelion’dan açıkçası kıyamet sonrası temalı bir anime olduğu için beklentim biraz daha fazlaydı ve animeden pek aradığımı bulduğumu söyleyemem. Hikâyesi ve sezon finali kıvamındaki sonu idare eder ama karakterler, detaylar ve tuhaf renklendirmeler yüzünden böyle bir puan vermeyi uygun gördüm. Son cümlem olarak Coppelion için izlenmeyecek kadar kötü bir anime demek istemiyorum ama çok daha iyi animelerin olduğu da aşikâr. 


    0 comments

  • Copyright © 2013 - Nisekoi - All Right Reserved

    ANİME İNCELEMELERİ SAYFASI Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan