• Mayıs 03, 2018

    Yönetmen: Kenji Yasuda
    Stüdyo: Satelight
    Tür: Aksiyon, Macera
    Yapım Yılı: 2018
    Bölüm Sayısı: 12
    Anime Puanı: 10/7.5


    Chiaki Kisaki’nin roman serisinden önce mangaya, akabinde de animeye uyarlanan Hakata Tonkotsu Ramens, Durarara benzeri tarzı ile dikkatimi çekmişti. İlk bölümler gerçekten de öyle. Birçok karakter, farklı olayların iç içe geçip birbirine bağlanması derken yaşanan sert düşüş ve orta halli bir final var karşımızda.

    Olaylar Fukuaka’ya bağlı Hakata şehrinde geçiyor. İlk bakışta sessiz sakin, kendi halinde bir şehre benzese de Hakata’nın derinliklerine indikçe ne kadar tehlikeli bir şehir olduğu ortaya çıkıyor. Katiller, simsarlar, dedektifler, tetikçiler, intikam alıcılar, işkenceciler… Hepsi de kurumsallaşmış, hepsi de profesyonel. Tüm bunların üzerine profesyonel tetikçileri öldüren bir tetikçinin varlığı şehri çalkalamaktadır. İşte bu şehirde ana karakterlerimiz, daha doğrusu birçok karakterden önce çıkanlar Zenji Banba ve Lin Xiamming. Kendi dedektiflik bürosunu işleten Banba doğma büyüme Hakata’lıdır ve Tonkotsu ramenin (böylece animenin isminin nereden geldiğini de öğrendik:) bayılmaktadır. Lin ise Çin’den gelmiş bıçak ustası bir suikastçıdır. Memleketteki ailesine destek çıkmak ve kardeşini bulabilmek için Japonya’ya gelmiş ve öldürme işine girmiştir. Tahmin edeceğiniz üzere Banba ve Lin’in yolları çok geçmeden kesişir çünkü Lin’e verilen son görev Banba’yı ortadan kaldırmaktır. Akabinde zaten olaylar gelişir de gelişir.

    Anime serisinde çok fazla meslek mensubu var. Dolaysıyla çok fazla meslek demek çok fazla karakter demek. Animenin bu yanı ve olayların ilk bölümlerdeki akışı adeta Durarara veya Baccano. Lakin ne oluyorsa dördüncü – beşinci bölümden sonra oluyor ve anime cazibesini yitirmeye başlıyor. Bunun sebebi de ilk hikayenin sona ermesi. İlk hikaye kurgusu öyle mükemmel gibi animenin geri kalanının sönük kalmaktan başka çaresi yok. Bu yüzden dördüncü bölüme kadar kafamda tam puan vermeyi planlıyordum. Gelin görün ki son bölüm gelip çattığında nihayet bitti derken buldum kendimi. Depar atan at çabuk yorulurmuş misali anime ilk hikayeden sonra inişli çıkışlı, orta halli bir yol izlemeye başladı.

    Karakter bolluğu animenin en büyük artısı fakat Lin karakterini açıkçası hiç sevemedim. Nedeni “crossdressing” yapması. Yani sürekli karşı cinsin kıyafeti olan etek – çorap giymesi. Bize verilen tek açıklama Lin’in kendisinden geliyor: Crossdressing yapmayı seviyorum. O kadar. Yanlış anlaşılmasın, crossdressing ile bir derdim yok ama her şeyin yeri ve zamanı vardır. Mesela intikamcılık mesleğini icra eden Jirou arkadaşımız gayet yumuşak ama bu animeye çok güzel renk katmış. Lin ne alaka? Erkek gibi davranan, erkek sesiyle gezinen bir kız? Pardon erkek? On senedir aktif olarak anime izliyorum ve Lin karakteri sorgusuz sualsiz gördüğüm en alakasız – saçma şeyler kategorisinde ilk üçe rahat girer. Niye Lin?? Niyeee? Animenin çizimleri ve karakter tasarımları üst düzey. Yeri geldiğinde bolca aksiyon, bolca kan ve kopan kafalar fazla dert edilmeden bizlere sunuluyor. Animenin mizahi yönü de var ama fan servisliği yahut abartılı mimiklere başvurmaması en büyük artılarından. Lin hariç bütün karakterleri sevdim diyebilirim. Keza aynı şey müzikler ve seslendirmeler için de geçerli. Animede çoğunlukla sahnelere hareketli parçalar eşlik ediyor ve açılış müziği de iç gıdıklayıcı. Banba’yı seslendiren Ono Daisuke ki kendisi Shingeki no Kyojin’nin Erwin’i yahut Barakamon’un Handa’sı, yine oldukça başarılı bir performans sergilemiş.

    Hakata Tonkotsu Ramens’in başı ile sonu çok farklı ve son zamanlarda bu kadar dengesiz ilerleyen bir animeye denk gelmemiştim. İlk bölümlerin harikalığı bu animeyi muhakkak izleyin demeye itiyor beni ama gerisi için pek bir şey diyemiyorum. Gerisi kötü değil, yanlış anlaşılmasın. Sadece ilk olaydan sonra sönük kalıyor, aynı tadı vermiyor.

    0 comments

  • Copyright © 2013 - Nisekoi - All Right Reserved

    ANİME İNCELEMELERİ SAYFASI Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan