• Ekim 20, 2022

    Yönetmen: Sun Takeda
    Stüdyo: Pine Jam
    Tür: Aksiyon, Gizem
    Yapım Yılı: 2020
    Bölüm Sayısı: 13
    Anime Puanı: 10/4

     
    Her şey bir sosyal medya reels’i ile başlamıştı. Kızın biri, çocuğun birini okulun çatısından aşağıya atıyor ve çocuk canavar benzeri bir şeye dönüşerek ölmekten kurtuluyordu. Doğal olarak benim de ilgimi çekti ve araştırdıktan sonra bu animenin Gleipnir adında bir yapım olduğunu öğrendim. Elbette izleme listeme aldım ve çok da geçmeden izlemeye başladım. İlk bölüm fena da sayılmazdı ama giderek hikayenin dağılması, karakterlere ısınamamam ve Clair adlı karakterin sürekli donla gezmeye başlaması seriyi zor bitirmeme neden oldu.
     

    Birçok yerde yazmasa da animenin tür kategorisine ecchi de eklemek gerek çünkü yukarıdaki paragrafımda da belirttiğim gibi bolca kadın iç çamaşırı sebepsiz yere gözümüze sokuluyor. Nasıl mı? Bunun için önce animenin hikayesine değinmem gerek. Şöyle ki; animelerin yüzde doksanında olduğu gibi Shuichi Kagaya da sıradan bir lise öğrencisidir. Neden orada olduğunu hala çözemediğim Kagaya, aynı okuldan Clair’in bir yangında ölmesine müsaade etmez ve hayatını kurtar. Bunu da yeni keşfettiği bir güçle yapar. Kendisini canavar misali bir maskot elbisesine dönüştürebilmektedir. Bacağında devasa bir revolver ve sırtında da kocaman bir fermuar vardır. Fakat Clair, Kagaya’yı oyuna getirir ve güçlerini itiraf etmesini ister. Kagaya yok dese de Clair onu çatıdan itince mecburiyetten dönüşmek zorunda kalır. Sırrını saklamak için de şantajı bir güzel yer. Clair, ailesini öldüren kız kardeşini aramaktadır ve bunun için her şeyi yapmaya hazırdır. Durum böyle olunca Kagaya’yı da parmağında oynatır. İç çamaşırı olayına gelirsek; bizim Kagaya dövüşmekten çekindiği için dönüştükten sonra arkasındaki fermuarı Clair açıp içine girer. Hani maskottu ya… Elbiseleri kirlenmesin diye de yeri geldiğinde donuna kadar, yeri geldiğinde ise onu da çıkartarak bu görevini yerine getirir… 

    Dediğim gibi animenin aslında ilginç ve merak uyandıran bir teması var ama işleniş bakımından sınıfta kalmış diyebilirim. İkide bir ecchi temasının da gözümüze sokulması için tuzu biberi olmuş. Yani animenin türüne yakışıyor desem bir şey demeyeceğim ama çok alakasız ve yersiz geldi bana. Karakterlerin hepsinin de antipatik oluşu pek yardımcı olmuyor. Kagaya’nın hal ve tavırları, Clair’in sinir bozucu halleri derken animeden kopma noktasına geliyorsunuz. 
     

    Gleipnir’in tek beğendiğim yanı çizimleri oldu diyebilirim. Biraz nostaljik, eski bir havası var ve yeri geldiğinde şiddet kullanılmaktan da çekinilmiyor. Yapımcı stütdo Pine Jam, bana yabancı bir isimdi. Zaten yaptıkları - katkıda bulundukları animelere baktığımda bir tek Goblin Slayer tanıdıktı. Onda da çizimlerde aistanlık yapmışlar. Diğer animelerde gördüğüm kadarı ile bu abilerin ve ablaların usta oldukları konu ecchi:) Animenine açılış ve kapanış parçaları da fena sayılmamakla beraber bölümler esnasında çalan parçaları beğendim. Ama çizimler ve müzikler bir seriyi maalesef iyi kılmıyor.

    Gleipnir benim için bir hayal kırıklığı oldu. Senaryosu en zayıf serilerden birisi olarak görüyorum kendilerini. Tarzı evet, farklı ama işleniş bakımından sınıfta kaldığı için pek de önerebileceğim bir anime sayılmaz. 
     

    0 comments

  • Copyright © 2013 - Nisekoi - All Right Reserved

    ANİME İNCELEMELERİ SAYFASI Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan