Summer Time Render İncelemesi

Yönetmen: Ayumu Watanabe
Stüdyo: OLM
Tür: Macera, Fantastik
Yapım Yılı: 2022
Bölüm Sayısı: 25
Anime Puanı: 10/8.5


Bazı temalar artık iyice klasikleşmiş olup, yıllar geçse de karşımıza hep yeni yüzlerle karşımıza çıkmaya devam eder. Zamanda geriye gitme ve bir şeyleri düzeltmeye çalışma gibi. Bu fikir, anime dünyasında öyle bir tutmuş ki, artık kendi içinde mini bir tür gibi işlemeye başlandı desem abartmış olmam. Summer Time Render da bu akımın parlak bir temsilcisi. Hem "Bunu daha önce gördük sanki..." dedirtiyor, hem de "Ama bu bayağı iyiymiş!" diye ekletiyor.

Ana karakterimiz Shinpei Ajiro, doğup büyüdüğü sessiz sakin Hitogashima adasına, çocukluk arkadaşı Ushio’nun cenazesi için geri dönmektedir. Lakin daha ayak basar basmaz, bir şeylerin ters gittiğini hissetmeye başlar. Ushio’nun ölümü bir kazadan çok daha fazlası olabilir mi? Rivayete göre de adada, ada sakinlerine benzeyen tıpatıp insanlar vardır. Efsanelere göre bunlar gölge insanlardır. Çok geçmeden Shinpei, gölge insanların birer efsane olmadığını birinci elden tanıklık eder ve kafasından vurularak ölür. Normalde “game over” olması gerekirken Shinpei tekrardan adaya dönmekte olduğu zamanda gözlerini açar. Evet, Shinpei bir tür "time loop"un içine hapsolmuştur. Ne zaman ölse, belli bir tarihe geri dönmeye başlar ve her seferinde biraz daha fazla bilgiyle adadaki gizemi çözmeye çalışır. Bu döngülerin içinde hem yeni karakterlerle tanışıyoruz hem de adanın gizli geçmişiyle yüzleşiyoruz. 
 

En büyük yardımcısı ise başta epey karizmatik ve gizemli bulduğumuz Hizuru Minakata, nam-ı diğer "Ryuunosuke-sensei". Shinpei ona böyle diyor, başta afallıyorsunuz, kim kimdi diye. Hizuru mu, Ryuunosuke mi, bu ikisi aynı kişi mi, yoksa biri diğerinin alter egosu mu? Eh, biraz sabırlı olun, çözülüyor ama ilk başta insanın beyni yanıyor. Aynı durum “Hiruko” ve “Heine” için de geçerli. İkisi aynı mı, farklı mı derken, bir bakmışsınız meğersem ta daa! aynı kişilermiş! Yani isimler konusunda sizlerin de benim gibi kafası biraz karışabilir.

Konu çok da orijinal sayılmaz belki; geçmişe git, kaderi değiştir, felaketi engelle. Ama işlenişi, tempo ayarı ve cesur şiddet sahneleri sayesinde, bir bölüm açınca diğerini de izlettiriyor. Özellikle karakterlerin öldüğü sahneler öyle hafif geçiştirilmemiş; detaylı, sarsıcı ve sert. Bu sertliğe rağmen atmosferin parlaklığı, adanın yaz mevsimindeki ışıl ışıl görüntüsüyle güzel bir kontrast kurulmuş. Dışarıdan birisi baktığında çocukların yaz tatilini anlatan sevimli bir anime gibi durabilir fakat bir bakmışsınız balyoz birisinin kafasına inivermiş! 
 

Görsel kalite muazzam. Bahsettiğim o yaz mevsiminin sıcak tonları, denizin o neredeyse turkuaza çalan rengi, karakter animasyonlarındaki akıcılık cidden göz kamaştırıyor. Müzikler? Fena değiller. Hatta yer yer atmosferi güzel besliyorlar ama açıkçası açılış parçası bende tek seferlikti. Yani kötü değil ama bağımlılık da yapmadı. Dinledim, geçtim. Summer Time Render, Disney+’ta mevcut. Bu da demek oluyor ki Türkçe dublaj seçeneği de var. Denemelik bir iki bölüm Türkçe izledim, "Eh fena değilmiş" dedim. Ama orijinalin havası bir başka tabii. Japonca seslendirmeler daha sert, daha duygulu ve atmosferle daha uyumlu.

Summer Time Render, klasik bir konuyu güzel işleyen, sizi gizemle saran, yeri geldiğinde şok eden ve merakla ekrana kilitleyen bir anime. Özellikle ortalarda “şimdi neler olacak?” diye düşünürken teoriler üretmek keyifli. Ancak final bölümlerinde bazı olayları tahmin etmeye başlıyorsunuz ve bu biraz etkisini azaltıyor. Hani “Aaa sürpriz!” demiyorsunuz da, “Heh işte, bekliyordum bunu” deyip geçiyorsunuz. Ama yine de seyretmesi keyifli. Özellikle yaz akşamlarında açıp, adadaki gölgeler arasında biraz gerilim yaşamak isterseniz, tavsiye edilir. Biraz karanlık, biraz parlak. Aynı hayat gibi. 
 

Yorumlar

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *