Şubat 15, 2020
Yönetmen: Hideaki Nakano
Stüdyo: Platinumvision
Tür: Aksiyon, Dram, Romantizm
Yapım Yılı: 2018
Bölüm Sayısı: 12
Anime Puanı: 10/7
Sizi çıldırtan bazı sahneler var. Ye beni, iç beni falan. Bilirsiniz klasik aşık insan kız ve vampir aşkı. Zaten böyle ilerliyor aralarındaki ilişki de. Ve animedeki romantizm için shoujo romantizmi diyemem. Josei tarzına daha uygun. Olgun hatun tarzı yani.. Çünkü içerisinde masum kiss sahneleri yok. Ben önceden uyarayım da.. Demedi demeyin sonra :)
Merhabalar. Bugün yeni bir anime yorumu ile geldim.
Romantizm görmek istemediğim dönemlerde izlediğim bu animeyi sizlerle de
paylaşayım isterim. Lakin romantizmden kaçarken farklı bir şekilde
romantizme yakalandım anime içerisinde. Aklı başında mantıklı insanlar
da olsak bir yanımız umutsuz aşık. Zombili aşklı şeyleri severiz yani.
Alacakaranlık, The Vampire Diaries vesaire. Değil mi? :) Bu anime de
öyle işte. Hadi konusuna geçelim.
Konusu: Bir üniversite öğrencisi olan Tsukasa, insan
nüfusunun arasına karışmış pek çok vampirden biri olan bir şeytanın
saldırısından kurtarılır. Tsukasa'nın kurtarıcısı olan Anzai ise
doğaüstü güçlerini, Tokyo'da ki şeytanlarla bağlantılı suçlarda
uzmanlaşan gizli bir polis görev gücünün üyesi olarak kullanan bir
yarı-şeytandır. Anzai'nin Tsukasa'yı korumaya devam etmesi, onlar
arasında hızla gelişen, belirsiz bir bağ oluşturur. Anzai'nin en büyük
korkularından biri olan insan kanı içme korkusu, Tsukasa ile oluşan
bağları yüzünden sınanacaktır. Anzai, insan kanı içmeme konusundaki bu
sarsılmaz iradesini koruyabilecek midir?
Konusundan anlayacağınız üzere, vampir, kan ve aşk üçgeni
arasındayız yine. Tek fark burada birazda vampirler gözünden bakıyoruz
olaya. Ve yine bir anime de hatun karakterin biraz fazla saf olması ile
karşı karşıyayız. Erkek karakter de vampir oluşundan dolayı epey bir
havalı tabi.. Devils Line animesinin en büyük eksiklerinden biri
aksiyonun az olması. Biraz daha fazla aksiyon olsaydı ve işler daha
gizemli bir senaryo ile bağlansaydı tadından yenmezdi.
Sizi çıldırtan bazı sahneler var. Ye beni, iç beni falan. Bilirsiniz klasik aşık insan kız ve vampir aşkı. Zaten böyle ilerliyor aralarındaki ilişki de. Ve animedeki romantizm için shoujo romantizmi diyemem. Josei tarzına daha uygun. Olgun hatun tarzı yani.. Çünkü içerisinde masum kiss sahneleri yok. Ben önceden uyarayım da.. Demedi demeyin sonra :)
Animeyi neden tamamladığım hakkında bir fikrim yok doğruyu
söylemek gerekirse. Enteresan bir şekilde mantıklı bir açıklama
bulamıyorum ama anime beni sarmıştı izlediğim dönemde. İçerisindeki
vampir, gizem, romantizm olayı ve renklerin bütünlüğü sanırım etkiledi.
Çünkü şahane bir senaryosu, çizimleri, karakterleri falan yoktu.
Kötü müydü? Hayır değildi. Ama mükemmel de değildi. 12 bölümlük çıtır
çerez ama keyif aldığım bir animeydi benim için.
Şu anda hala Dororo animesinin yarısındayım. Dizi izliyorum,
yazı yazıyorum kursa gidiyorum derken yarım kaldı. Ama o anime
bi-te-cek. Hepsini güzel bir sıraya koyup devam edeceğim diye umuyorum.
Bu arada hangi yazıları daha çok okumak istiyorsunuz? Bana bu konuda
fikir verebilirsiniz. Yorumlarınızı beklerim :)
Mangalar, Diziler, Filmler ve daha fazlası için Şemsiyenin Altındaki Kızın blogunu ziyaret etmeyi unutmayın :-)
http://semsiyeninaltindakikiz.blogspot.com/
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 comments