• Nisan 05, 2021

    Yönetmen: Mamoru Kanbe
    Stüdyo: Clover Works
    Tür: Macera, Dram
    Yapım Yılı: 2021
    Bölüm Sayısı: 11
    Anime Puanı: 10/7.5

     
    Tıpkı Shingeki no Kyojin’in son sezonunda olduğu gibi, aynı zamanda biten ve bir başka çok beklenen serinin devamı olan Yakusoku no Neverland, yahut İngilizce adı ile The Promised Neverland serisinin ikinci sezonu ile bu sefer karşınızdayım. Geçtiğimiz mart ayı animeler için bereketli bir ay oldu ve popüler animeler peş peşe bitince bize de izleyip iki satır yazması kaldı:) Öncelikle her zamanki gibi yazının hafif spoiler içereceğine belirteyim ve ağır spoiler var ise cümleye başlamadan önce onu da belirteceğim. Esaslı bir sezon olan ilk sezonun incelemesine de buraya tıklayarak kolayca ulaşabilirsiniz. Bakalım şahsen benim beklentilerimin altında kalan titanlardan sonra Emma ve arkadaşları ne halt yemişler. Gerçi puandan az çok anlaşılıyor gibi…

    Hatırlayacağınız üzere ilk sezon Zarafet Sahası adlı bir yetimhanede geçiyordu ve Emma, Norman ile Ray başta olmak üzere küçük çocukların gerçeği fark etmesi ile tamamen değişen hayatlarına tanıklık ediyorduk. Nedir bu gerçek? Zarafet Sahası aslında bir çiftlik ve buradaki çocuklar da iblis olarak adlandırılan yaratıkların akşam yemeğiydi. Çocuklar kaygısız, stresten uzak bir şekilde büyüyor, eğitimlerle beyincikleri de bir güzel gelişip sulu sulu oluyor ve hasat zamanı geldiğinde güya bir aile evlat edindi diye yemek olmak için gönderiliyordu. Bizim muhteşem üçlü de kurnaz planlar yapıp kaçmaya çalışıyor, komplolar yaşanıyor, çiftliğin annesi Isabella da boş durmuyordu. Nitekim Emma ve ahalisi çiftliği çevreleyen duvarları aşıp kurtuluyorlardı. Bizler de ağızımız açık izleyip ikinci sezon bir an önce gelse diyorduk. 

     
    Veee sadece iki senelik bir aradan sonra Yakusoku no Neverland’ın ikinci sezonuna kavuştuk. Derken Emma ve arkadaşlarının bir mücadelesi daha başladı: İzleyicilerle başa çıkmak! Şaka bir yana, izleyenlerin büyük bir kısmı ikinci sezonu beğenmemiş durumda. Bu konuya birazdan değineceğim. Dediğim gibi ikinci sezonda artık duvarların dışındayız ve ilk sezonu harika yapan “dış dünya” gizemi çözüldüğü için seri, büyüsünü yitirmiş durumda. Emma ve arkadaşları hayatta kalmaya çalışıyor, peşindeki iblislerden kaçıyor, bir yandan yaşayabilecekleri bir yer ararken bir yandan da geride bıraktıkları arkadaşları ve diğer tüm çiftlik çocuklarını kurtarmanın planlarını yapıyorlar. Yani işleri bir hayli zor.

    Dediğim gibi seyircisi pek sevmedi ikinci sezonu. İlk neden ve benim de bu puanı vermeme vesile olan sebep, bahsettiğim gibi büyüsü artık yok. Gizem, kullanılabildiğinde çok güçlü bir faktördür ve seri gizemini mecburen yitirdiği için sıradanlaşmış. Bir avuç genç koca dünyaya karşı misali bir tema var. İnsanlara ne olmuş, iblisler neden insan yiyor gibi sorular da cevaplandığı için merak unsuru da pek kalmadı serininin. Tamamen Emma ve ahalisinin başından geçen olaylara odaklanıyor ve bu tarz bir konu işleyen zaten zilyon anime serisi mevcut. İkinci neden ise; anladığım kadarı ile mangasından farklı bir yol izlemiş ve birçok önemli olay ya es geçilmiş ya da çok kısa bir şekilde değinilmiş. 
     

    Bu paragraf ikinci sezon için ağır spoiler içerecek. Dolayısıyla ikinci sezonu izlemediyseniz ve izlemeyi düşünüyorsanız bir sonraki paragrafa geçin. Yakusoko no Neverland’ın ikinci sezonu gördüğüm ender final sezonlarından. Yani ne açık bir kapı bırakıldı ne de başka bir şey. Zaten gariplik de burada başlıyor. Emma ve arkadaşları insan dünyasına nihayet varıyor, kendilerinden küçükleri yollayarak iyi kalpli iblislere yardım etmek için geride kalıyor. Daha sonra birçok görüntü ile ekran süsleniyor ve hooop, Emma’lar tekrar insanların dünyasında ve küçüklerle buluşup mutlu mesut final yapıyor? Sizce de bir şeyler atlanmamış mı? Bir de insanlar da aklıma takılmadı değil. Şimdi, hikayeye göre bin yıl önce insanlar ve iblisler anlaşmış, dünyaları ayırmış falan filan. Peki, Emma’lar geri döndükten sonra niye geri teslim edilmiyor? Tam tersine kucak açılarak karşılanıyor. Karşılandıkları yer de sahil kenarı gibi bir yer. Düşünsenize, halicin dibinden çocuklar çıkagelecek biz kucaklayacağız falan:) Zaten iblislerin dünyasında da insanlar var. Bunlar görevli. Peki, insan tarafı güvenli liman mı? Adımımızı atalım kurtuluruz. Normalde olması gereken Emma ve arkadaşlarının toplanıp iade edilmesi. Sonuçta bir anlaşma var. Neyse… 
     

    Serinin çizimlerine diyecek bir sözüm yok. İlk sezonun kalitesini, yeşilin tonlarını yine konuşturmuşlar. Açılış ve kapanış parçaları da fena değil ama ilk sezonun açılış parçası olan Touch Off kadar iyi değiller. Tek kafama takılan, iblislerin yüz dizaynları oldu. Şimdi bunlar maske mi takıyor yoksa yüzleri mi öyle? Bunun dışında animenin teknik kısmı benden geçer not aldı.

    Yakusoku no Neverland’in ikinci sezonu için tıpkı Fullmetal Alchemist serisinde olduğu gibi bir reboot istenmekte. Daha uzun, mangaya daha sadık kalarak, önemli olayları atlamayarak yayınlanacak bir ikinci sezon için fanları toplanmış durumda. İkinci sezonu kötü bir anime mi? Hayır ama sıkıntı ilk sezonun çok iyi olması. Bahsettiğim gibi gizem ve merak unsuru ortadan kalkınca onların yerine konabilecek bir şey bulunamamış ve olaylar örgüsü hızlıca, vasatın anca üzerinde anlatılarak sonuçlandırılmış. Yine de ben sıkılmadan izlediğimi belirtirim. 
     

    { 1 comments bulunmakta. Yorum ekleyin }

    1. böylesine berbat bi 2.sezona 7.5 puan vermek düşündürücü

      YanıtlaSil

  • Copyright © 2013 - Nisekoi - All Right Reserved

    ANİME İNCELEMELERİ SAYFASI Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan