ANİME İNCELEMELERİ SAYFASI

Yönetmen: Masahiro Takata
Stüdyo: Zero-G
Tür: Aksiyon, Hayatta Kalma, Ecchi
Yapım Yılı: 2021
Bölüm Sayısı: 12
Anime Puanı: 10/5

 

Orijinal adı Tenkuu Shinpan olan Netflix anime serisi High-Rise Invasion, bizlere her Netflix yapımının Squid Game gibi arşa ala çıkarılacak kadar harika olmadığının en güzel kanıtlarından bir tanesi. Aslında seri tema ve dünyası bakımından fena olmasa da, gerek karakterleri, gerek çizimleri ve manasız bulduğum Ecchi sahneleri ile kalitesini düşürmüş durumda.

Ana karakterimiz Yuri Honjo. Sevimli liseli kızımız kendisini ansızın gökdelenlerin olduğu ve aşağıya inmenin mümkün olmadığı bir dünyaya adeta ışınlanmış olarak bulur. Aşağı inen kapılar ve asansörler barikatlanmıştır ve sadece tepedeki birkaç katta gezinebilmek mümkündür. Ayrıca gökdelenlerin hepsi asma köprülerle birbirine bağlanmıştır. Yani ilerlemenin tek yolu bu köprüleri kullanarak gökdelenden gökdelene geçmektir. Ne olduğunu anlamaya çalışan Yuri hemen telefonuna sarılır ama kimseye ulaşamaz, taa ki biricik “oniiii-chan’ı”nı arayana kadar:) Çünkü oniiiii-chan da bu dünyadadır ve Yuri’ye olan biteni anlatmaya çalışırken elinde baltası ile iri kıyım maskeli bir adam çıkagelir. Amacı ise öldürmektir. Çok geçmeden anlaşılıyor ki bu dünyada bir ölüm kalım savaşı mevcuttur ve maskesi olan herkes tehdittir. Yuri Honjo çok geçmeden yanına ilk kankası Mayuko Nise’yi alır ve biricik oniichan’ının peşine düşer. 

 

High-Rise Invasion’un senaryosu aslında bu battle royal teması yüzünden dikkatimi çekmişti. Hayır Squıid Game izlediğim için değil, çok daha önceden listemdeydi:) Bir de tema olarak bana Darwin’s Game’i hatırlatmıştı. O seri de çok beğendiğim bir yapım olmasa da battle royal olayına sanırım bir zaafım var. Neyse, animeyi aşağıya çeken ilk özelliklerinden birisi ana karakteri Yuri Honjo. İlk gördüğümüzde çaresiz liseli imajı çizilen bu kızımız birkaç bölüm sonra Revolver Ocelot’a dönüşüyor. Her elinde birer tabanca hiç acımadan maskelileri hakkı rahmetine kavuşturuyor valla. İşin garibi, maskesiz biri ölünce “olamaz”, “hayııııır kurtaramadım” ama maskeli gelince benden senden daha iyi nişan alıyor. Ne var bunda, maskeliler kötü. Onları öldürüyor işte diyebilirsiniz. Lakin maskeli arkadaşların da birçoğu istem dışı hareket ediyor. Yani kontrol edilmekteler. Ee, madem iyi kalplisin, etkisiz hale getir, bağla at bir köşeye? Kızımız katliam yapıyor katliam!

Hoşuma gitmeyen faktörlerden birisi de Echi kısmı. Bilmiyorum, belki bu kadarcık Ecchi kategorisine bile girmiyordur ama ben yaşlanmışım artık, itici geliyor bana bu tarz hareketler:) Yani kim çizgili külot, kim beyaz külot giyiyor öğrendim. Oppai’ler zaten kendi cumhuriyetini kurmuş başkanlarını seçmenin derdindeler. Kıssadan hisse biraz lüzumsuz buldum. Ha, puanı bu kadar düşürmeye bu mu etki etti diye soracak olursanız hayır derim ama kız merdivenden çıkarken arkadaki eleman külotu görünecek diye sen önden çık demesi bana kalırsa gereksiz bir ayrıntı. 

 

Animenin çizimleri ise… Nasıl desem… Tuhaf. Yani görüntü kalitesi bakımından hiçbir sıkıntısı yok ama nasıl anlatsam bilemiyorum. Ruh yok! Bomboş binalar, sıradan karakterler ve detaydan yoksun yüz ifadeleri. Tamam kan var, külot var, full hd (kasarsan 4k) ama canlılık, estetik, özgünlük yok. Yapımcı stüdyo Zero-G ismini de ilk defa duydum ve diğer animelerine baktığımda Grand Blue animesini de incelediğimizi gördüm. Allah Allah derken incelemenin başka bir arkadaşın olduğunu fark ettim:) Yani yapımcının izlediğim ilk animesi oldu High-Rise Invasion ve derhal çizimlerine ruh katmalılar. Aşırı dijitalleş çünkü. Müziklerine ve seslendirmelerine ise diyecek lafım yok. Akılda kalıcı bir yanları yok ama fena da değiller.

High-Rise Invasion’a battle royal teması seviyorsanız bir göz atın diyebilirim. Aksi takdirde izleyebileceğiniz çok çok daha fazla iyi alternatifleriniz olduğu da su götürmez bir gerçek.